Suz-i dil-araŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 4. sınıf eski edebiyat dersi sınavına hazırlanırken şunu düşündüm: bu yıllar bende ne bıraktı bunu somutlamak istedim ve gazel tarzında bir şeyler karalamak istedim.
maksat o yılları hatırlatan bir eserim olsundu. şöyle düşündüm: beni en etkileyen fuzuli, nedim, şeyh galip felsefesi olmalıydı şirimde. pilatonik bir aşkla gönül yakan sevgililiyi görünce hayalleri kaldı aklımda sonra yarin bulunduğu köye varma arzum ama varınca da bakamama, hep sevgiliyi görme arzusu dünyada saadet olarak yansıdı şiirime sonra onu görme arzusu, aşk ateşi gönlümde hırçın dalgalara dönüştü gittikçe ateşler coştu bu ateşler bende aslında bir gül bahçesiydi, gül bahçesindeki güller sevgilinin gül dudaklarıydı aslında işte o gül dudakların sevgilisi olmak , ilgisiz bakışlar, keman kaşlar, ok kirpikler gönlüme saplanıp viran etti bu viranelikten fuzuli gibi aşıklar mutlu olur ama ben zamane aşığıyım diyerek şiire nedim tadı da katmak istedim. nedim gibi sevgiliye dokunmak istedim zamane aşığıyım diyerek segilinin kucağının yanında bu kucakta titrek dudaklar istedim bu da yetmedi sevgilin sevgisinden emin olmak için bunu yüreğimde duymak istedim ama ne fuzulinin platonik aşkı mutlu etti beni ne de nedimin sevgilisi ben şeyh galip gibi ebedi bir aşkın peşindeydim bitmeyen bir aşkın 3 dakıkalık bir aşk değil, bitmeyen eskimeyen her dakikasından keyif eldığım bir bitmeyen aşk, bu da şeyh galip tadında son noktayı koyan bir aşk olmalı yani ilahi aşk ve bununla bitirdim şiirimi.
Suz-i dil-arayı gördüğüm günden beri
Hayali aklımda, heyecanı gönlümdedir yeri Kuy-i yare varmak için can atarım Varınca da çeşm-i elaya akmaktan korkarım Yare yakın olmak devlet-i cihan imiş Safanın en yücesi devirde vuslat imiş Mevc-i huruş eden gönlümdeki ateş-i aşktır Ateşler coştukça sinemde oluşan gülistandır Gülistandaki gül-femlerin nedimi olsam Arzu-yı dehanınla ömrü ahir etsem Pür tegafül gamzelerin, ebru-yı keman ile Hadeng-i müjganınla sinemi viran etsem Uşşaklar viranelerde mesut olurmuş amma Zamane aşığıyım ben aguş-ı yar isterim Yarin aguşunda busiş-i lebriz isterim Yüreğinin çarpmasını gönlümde duymak isterim Mutluluk, devlet, saadet bu mudur? Yoksa bunlar boş, var olan yalnız vahdet-i vücut mudur? |