-ölümün en durgun hali; 01.34
-ölümün en durgun hali; 01.34
şiire fazla boğmuştum seni Nazım Hikmetle maviliklere ilerledikçe Edip’i düşündüm derinlere ilerledikçe içime Uyar’an bir Turgut var tutunmaya çalıştım Oğuz Atay ile içimde bir sıkıntı olsa Ülkü Tamer aklıma gelir bazen oturup derin düşünürüm Necip’i aşk şarhoşu olurum Cemal Süreya okuduğumda beni Tomris Uyarın Turgut Uyarı sevdiği gibi sevmeni isterim -revans bahamalı martılar, Edgar Allen Poe’yu hatırlatır fazla şiirden ölürsem Edip gibi ölmek isterim fazla değil, öz değil, küfre mensup olurken İskenderin kafiyesiz, öz Türkçesinde yıkanmak isterim anonslar yaparken bir Sylvia plath kitaplarına sarılırım ingeborg Bachman şair olduğunu henüz yalnızken anladım Allen ginsberg’i okurken inanamadım! İnanamadım! derin bir yalnız çektim. Oturdum bir kitap çektim. Charles Bukowski çektim birden bire oturup bir güzel düzüştüm kitabıyla. -şiirin, siktiri boktan bir şey olduğunu babamdan sonra anladım muhsin hıracan |