.....................
Gecenin karanlığında
Çalıp yıldızların kapısını Sorsam var mıdır acaba Kayıp Gül’ ün yıldızı. Ay’ ın tahtında oturup Geçmişten koparak Geleceğe aydınlık Yüreğini salarak Yelken açmış aşka Hem de bir solukta Yudumlayarak. Irmağın akışında Dibeste nağmesiyle Muradını anarak Sorsam mı cihana Kayıp Gül’ ü. Işıl ışıl ışıldayan Bir gamze çakışlı Gönül Kabe’min ikliminde Şakıyan bülbülün nağmesinde Huzur eleyen sesiyle Ferahlandıran ruhumu Sorsam mı semalara Kayıp Gül’ ü. Bir NEY sesiydi sanki İliklerime işleyen En ince tannandı Şu ruhumu besleyen Üfledikçe esintiyle Koşar adım gelerek Kalbini, sinesini Utanmadan, sıkılmadan Şu GARİBE veren Sorsam mı alemlere Kayıp Gül’ ü. Ettiğimiz her duaya Amin canım amin diyen Geriye dönmeyi arsızlık Kalleşliği de bilen Ama gelecekten Ümidini yitirmeyen İsmi gibiydi sanki Çiçeklerin özündeki En has tomurcuk Dalında saklanan Ege’lerde bezenen Sorsam mı Mecnuna Kayıp Gül’ü. Bir bakış yetti evet Anlatmaya sevgimizi Dokundurduk makamına İnci mercan buseleri Gümüştendi küpeler Pırlanta ta neydi Aşk dolu temalarda İçindeki bu iştiyak Akıp rahmet diyarında Sorsam mı Havva’ya Kayıp Gül’ ü. Sözler sanadır ey yar Çıktık dikenli bir yola Zirve sonsuzluğumuz Hem de ayrı bir mekanda Bu uğurda seninle Ölmek var yanmak ta Herşeyden vazgeçip Oldum sana ben Yar Sen de bana istersen Olur musun YAR! Siirin Vezni : Fe’ûl / fe’ûlün / fe’ûl / fe’ûl Murat AYDIN. |
Bir gamze çakışlı
Gönül Kabe’min ikliminde
Şakıyan bülbülün nağmesinde
Huzur eleyen sesiyle
Ferahlandıran ruhumu
Sorsam mı semalara
Kayıp Gül’ ü.
O gamze çakışlı yar, huzur eleyen sesiyle sinenize imbat rüzgarları gibi essin...