Bilmem ki nasıl kal eylesem, suskun melali hasretsem…Sabır öyle bereketli ve latif bir ülfet ki Ruhun insicamından nükseden bir hikmet, kanaat-i edeptir Gönül için umman ne ki, ötenin sadrından beslenen kulunnefsi muvazenelidir Terbiye ve edep kimler için asliyedir, beşer kalmak niçin zillettir, akıl ve azim kemaliyet içindir Takva ne riyanın ve ne de avamın Bin hüzün içinde tarif edilen sedanın maksadı olamaz Asla içinde nefsin hevasını barındırmaz, başka nazarlar için kendini avutmaz Takva ne sanmaların ve ne de ütopyada yaşayanların hülyalarıyla kurdukları şatolar sokağı kalamaz Takva, ne sultanım dedirten sınıfın Ne müridinin iradesini ve aklını ipotek altına alan nefsi muştunun Cenneti ve nur aniliği bu kadar ucuza indirgeyen maksadın,ruhla konuşan bühtanın Keramet ve cezbeye gelmeyi teslimiyete pazarlayan aptalın,esaretine girilmesi için şartlandıran aymazın Din adına tahkihten kaçan zannın Önyargılarla hükmeden saçmalığın, bidatlere bek bağlayan anlayışın Anlam ve maksadından uzak ezbere boğduranın, insanın sosyalyapısını hiçe sayanın Varlık sahiplerine yamanan ve sığınan belamların, tağutadına savaşan simsarların ufuk ve umutları olamaz Sıfat ve mevkiine övgüler yağdıran Efendimizden ziyade anılmasını isteyen, sanki şefaat odağı sanılan Nüfus ve varlık yarışaına çıkan, yapmacık tevazularla çakasatan, lüksten kaçınmayan Zekanın, zehabın, zannın, aşkı ve sevdası olamaz, firkatadına feda olmaya soyunamaz, böyle mantık kurtarmaz Takva, ihsanın, inşirahın, izanın Akıl ve irfanın çile ve sadakat, sabır ve şecaatserencamının Fevkiyle kalbin ve ruhun aşkın ramına meftun olduğu sıratınrızay-ı barisiyle Boyanmanın, Nefs ve tenden arınmanın, azim ve iradi bulunmanın,her cefada O’nda nefes olmanın niyazıdır Mustafa CİLASUN |