uzak
Umutlarım karanlığın sisli gecelerinde kaybolup gitmiş... Parmaklarım tütün kokar
bu yalnız saatlerimde... Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı... Asi ruhum bir yetim gibi kıvrılacaktı dizlerine. Dokunacaktım. Sarılacaktım. Ağlayacaktım.Yürek kavgalarımın orta yerinde bir güneş gibi doğup ısıtacaktım ellerini.. Ama sen gelmedin. Uzaktın... Seninle dinlediğim o anlamlı şarkıların, şimdi ayrılığın ardından çalan sensizlik senfonisi olduğunu düşünüyorum. Hayret ne çok şarkı varmış sevdiğim! uzak oluşun gösterdi bunu bana. Ne kadar aciz olduğumu ispatladı o hüzünlü melodiler. Yokluğunda. Her notasında sen vardın o şarkıların..Aslında her yerde, her gördüğüm insanda, gecemde, uykumda, gün ışığımda sen varsın. Güneşin doğuşu, batışı sensin.O deniz seni soruyor, o dalgalar, o liman.. .Dizlerine yaslandığım, başımı göğsüne koyduğum, ellerine dokunduğum nemli kayalar. Uzaklarda yanan belli belirsiz titrek ışıklar. Hani senin her seferinde “neresi” diye sorduğun. Nasıl beceriyorsun böyle her yerde olabilmeyi? Bu bir marifetse eğer, bunu başarabiliyorsan niçin benim yanımda değilsin şu an? Gözyaşlarım asaletini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana... Uzaktın! Belki de hiç gelmemiştin. Ben, geldiğini zannettim. Ayak uyduramadım yokluğuna. Dudaklarına düşlerindeki o sisi konduramadım. Sen yoktun, ben bittim... Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zamansa bir erkek dokunuşlarında kendini bulan. Ama! En çok da imkânsızım oldun. Her bekleyişimde bir kez daha gönderdiğim oldun. İnanamadığım, yenemediğim, üzerinden atlayamadığım korkularım oldun. Ağladığım, bağırdığım ya da sustuğum isyanım oldun. Sessizce boşalan gözyaşlarım, birikmişliğim oldun. Yüreğindeki aşk ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir sevda oldum... Her şeyin olmak isterken. Belki de hiçbir şeyin oldum. Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum? ... Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim. Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi böylesi sahiplenir miydim? Simdi birkaç bin asırlık aşk kaldı avuçlarımda. Sadece bir kaç gün yaşanan. Kalbime henüz söyleyemedim uzak oluşunu. Öğrenirse acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen benimle biliyor. Uzaktın! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi. Çocuksu düşlerin en büyük silahındı. Onunla vurdun beni. Ama en acısı çocuk, unutulmak. Söylesene unutulmak kime yakışıyor? Ya da acımasızca unutmak. Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste ihanet etmiyorum.. Benim kırgınlığım sana değil, aşka. Bakma böylesi sitem ettiğime.. Asi ruhum isyanlarda yine bu gece. Kolay değil biliyorum seninle olmak. Benim başkaldırışlarım sana değil aşka. Sakın sen üstüne alma... Sevgilim. |