BİR EKMEK, BİR SU
Yokluğunu d/okuyor zaman
İlmek ilmek işliyor satırlarıma, Hükümsüz k/ayıplar gibi gece Belli belirsiz geliyor koynuma. Bu sözler neden boş Ece? Neden bu sokaklarda Ağlar bebekler hep Peki, bu ağlar sadece bize mi engel? Bir ekmek, bir su yeterdi hani aşka… Yetinemiyoruz azla Ece, Hep g/özümüz yukarıda Bir orkide yalnızlığı içimize çektiğimiz Tütün diye aldatılarak. Kahpe bir oyunun dişlisi oluyoruz Çoğu zaman, Haklı çıkarmak için Benliğimizi bütün çabamız. Neden şimdi çark ediyorsun Ece? Bir ekmek, bir su yeter demiştin Oysa aşka. Hani razıydın kapatmaya Bize açık bütün teknolojileri, Her aradığımda seni O dağ evinde bulacaktım. Elimde yaban çiçekleri Karşılayacaktın eşikte Ece. Bahçemizde toplayacaktık Salata malzemelerimizi. Yeter demiştin hani aşka Bir ekmek bir su… Umursamayacaktık tarihi saati, Senle uyandığım her sabah Doğum günüm olacaktı. Şehre hiç inmeyecektik, Dağ evinin loşluğunda Baş başa kalacaktık. Ay ışığı düşecekti yatağımıza Ve Ayışığı ismini Koyacaktık çocuğumuza. Bir sen, bir ben, bir de Ayışığı Yetecekti hani Aşka Bir ekmek, bir su… Üzüm suyunu sende sevdim, Mayasız ekmeği sen de, Canik soğukkuyu ayakkabıları sende. Vara da olmasaydı Hiçbir şeyimiz Bir ekmek bir su yeterdi Ece. Alıştığım her şeyde payın var Alışamadığım yokluğun, Gün sayarak o dağ evinde Sana kavuşmayı bekliyorum Yaklaştıkça sana Ölüyorum Ece… ls |