Güneş doğuyor ama günlerim karanlık,
Dostluklara dolmuş yapaylık, olmuş günlük yarınlık.
Uğruna ölmek istediğim sevdiklerimin
dostluğu bile,
Menfeat ve çıkar uğruna olmuş sadece anlık.
Yıldızlar doğuyor ama
gönül asumanımı süslemiyor,
Buz gibi pınarlarım var,hararetimi gidermiyor.
Envai türlü nimetler içinde olmama rağmen,
Suratım asık, kaşlarım çatık, bir türlü yüzüm
gülmüyor.
Mehtaplı
gecelerim var, ama gönlüm olmuş hurdahaş,
Kaçıyor tadı tuzu daha yemeden soğuyor soframdaki aş.
Oturup temaşa ettim ariflerin meclisini,
Gördüm ki,başlar ayak ayaklar ise olmuş baş.
Reyhan bahçelerim var, derip koklayamadığım,
Sırlarım var nazlı yar ile,
gönül kasasında saklayamadığım.
En nadide
sevdaları anlatan mektuplarım var,
Okuduktan sonra ana fikrini bir çırpıda çıkaramadığım.
Ağaçlarım var, can suyunu tertemiz
sevgilerle verdiğim,
Sevdiğimle gölgesinde oturup serinleyemediğim.
Aşkın meşakkatli yollarında yorulmuş
sevdalılar var,
Sevda mendiliyle alın terlerini mahirce silemediğim.
Rahvan atlarım var,
aşkın kaşağısıyla tımarını yapamadığım,
Bem
beyaz güvercinlerim var kuğultularını duyamadığım.
Kesik uclu kalemle yazılmış, yüzlerce duygularım var,
Dizlerine başımı koyup, ceylan gözlerine bakarak anlatamadığım.
26/Haziran/2013