Allah'ım sen yardım et
koskoca dev misali görünüşü heybetli
sapasağlam bir adamdı musa. ilk evliliğinden dört çocuğu vardı ikisi oğlan ikisi kız. hepsini büyüttü okuttu oğlanlara meslek verip askere yolladı sonra ne mi oldu ilk eşinden ayrıldı musa. insanın başına ayrılıkta gelebilir hani ama dört çocukta babasında nasıl ayrılır ki baba çınardır gölgesi bile yeterdi ya yalanmış koskoca olmuş çocuklar babayı terk etti olacak iş mi. ikinciye evlendi musa. ikide çocuk biri kız biri adam. çok mutluydu artık ilkinde görmediği sevgiyi görmüştü. adam gibi çocuktu üvey oğlu öz çocuklarından özdü sanki. çünkü küçük yaşta babasız kalan o çocuğa babalık nedir öğretmişti öz çocuklarına öğretemediğini. üvey oğlana da meslek öğretti ve onuda askere gönderdi. bittikten sonra askerlik sıra evlendirmeye geldi. bir nasip çıktı istediler oğlana sonra düğün dernek erdiler murada bir sene sonrada bir kız torunu oldu mavi gözlü sarışın bir bebekti esin büyüyünce bizim oğlana alalım kimseye söz vermeyin dedim tamam senin oğlandan iyisini mi bulacağız dediler. neyse şaka bir yana altı aylık oluvermişti esin bebek. zaman nasılda su gibi akıyor derlerya hep işte öyle akıyordu ki kötü bir haber duyduk hastahaneye kaldırılmıştı musa önce sarılık dediler doğru sapsarıydı buruk bir sevinçti bizim ki ama sevindik. bir hafta iki hafta üç hafta geçmiyordu sarılık deniyor başka birşey denmiyordu bir aydır yatıyordu ve sonunda acı gerçek çıktı ortaya doktor kanser dedi konduramıyorduk belki ama gerçekti. binde bir kurtulanın olduğu bir kanserdi. terapiye başlayacaklarmış dediler bir umut bir umuttur çıkmamış candan umut kesilirmiydi ama o eski adamdan eser yoktu koskoca dev misaliydi ya hani o eski heybetinden hiç bir şey yoktu şimdi. ayağa kalkamıyordu artık. öz çocuklarımı mesaj yollamışlar halalarından üzülmüyoruz ama sevinmiyoruz da hala demişler pardon en büyüğü otuz beş küçüğü yirmi altı yaşları kemale ermiş insanlıktan yoksun varlıklar babanız ölüyor be hiç mi sızlamaz sol yanınız. altı çocuğun ikisinden hayır görmüştü musa. her gün iş çıkışı hastaneye görmeye gidiyordu üvey oğlan. üvey diyorum ama genetik bir üveylik evlat olmanın özlüğü saygıda biter baba demenin sıcaklığı adamlık da. ikinci eşi hep başında işte kötü günde yanında olmak buna denirdi ancak. Allahım sen yardım et,bağışla,şifa et. elimizden gelmiyor bir çare bu kanser illeti ne dermansız bir dert. Mustafa Tellal (24/06/2013) not: 10/temmuz/2013 te hastamızı kaybettik allah günahlarını bağışlasın musa abi.. |