Eskiden insandık biz
Bize bir isim lazımdı
Maskeli beşler Üç silahşörler Yedi belalı adam Veya yedi cüceler Kulağımıza üç defa söyledi padişah "Çapulcular" "Çapulcular" "Çapulcular" ... Ne kadar da açmışız özgürlüğe Ne kadar da bastırılmış İçimizdeki çocuk Nasılda özlemişiz göçebe günlerimizi Çadırlarımızı Yıldızlarımızı Gök yüzümüzü Şimdi Toplum bilimciler Akıl okuyucular Deli doktorları Saçma sapan yorumlar yapacaklar Neden yıllarca Kariyer yapmak için Yükselmek için Önemli birisi olabilmek için Yarış atı gibi Nefes nefese Koşturan bu insanlar Dayatılan sistemde Ufacık bir boşluk Ufacık bir açık bulduğunda Fabrika ayarlarına geri dönüyor "İlkel"leşiyor Bir sokak çocuğu Bir doktor adayı Bir dindar Bir ataist Bir genç kız Bir yaşlı adam Bağdaş kurup toprağa Şarkılar söylüyor Sihirli bir değnek değmiş gibi Hepsi cömert Hepsi kibar Evden çıkarken Evde unutmuşlar sanki hırslarını ... Kimisi "Devrimin ayak sesleri" diyordu Kimisi "isyan" Hayır Şuuraltımız Çağırıyordu bizi Genetik kodlarımız İnsanlığımız Hani şu Kabil in habil i öldürdüğü günden bir gün öncesi* ... Gittik Ve döndük Göz açıp kapanacak kadar kısa bir andı Sokak çocukları Karton yatağına uzandı gene Perdelerini çekti karşı villada oturanlar "Biraz daha sürseydi" diye düşündü adam "Birazcık daha" "Geç kalacaksın işine" diye seslendi kadın kocasına *tam tersiymiş cinayet,düzelterek okuyun bari... savrulmalar haziran 2013 |
nasıl da güzel özetledin olanı biteni.
İşte senin farkın.......