KALAKALMAK
Kırılgan bir sandalye.
Soğuk uzaklar. Uzaktaki gözler. Elinde bir mendil, Belinde ağır hüzün. Yorgun, Hasta adam. Bir nane limon Sende kadın; Sende al , Sen de kal , Seyre dal , Uzaklara bak , Öylece kalakal , Gözlerime bakakal... Soğuk yatak uğramamış. Uğruna adanmış Sandalyedeki adammış Uğruna öldüğü Yanındaki kadınmış. Yakın ama uzakmış Öylece kalmış Uzaklara dalmış. Kalakalmış kalakalmış... |