MECBURİYETİME GÖMÜLÜYDÜM
Geri çektim pembeyi mehtaptan,karanlığı geceden
Aldım yağmuru buhardan,buluttan,ağaçtan aslına suya verdim Her şeyi toplayıp böldüğümde yalnızlık çıkıyordu karşıma,yoksullaşıyordum Yitiriyordu cazibesini arayış Kıvranıyordu akıl gizlerin dehlizinde Küçük şeyleri büyük düşünüyordum Büyükse suç günah bunalım Esirdim kuşatmıştı bilgi ve sezgi Ne zamandır bir başına yaşıyordum içimdeki adada Çok sanılan bir hiçti yaşam Yetmez alaycı kısır Özlemim uçmaktı bilinen zamanın ötesine Mecburiyetime gömülüydüm Mevlana ve Yunus çağırdı gittim Genler göremediğimiz etkenler etkileşim İnsan dedim Kurt doymazlığı,aslan pençesi Yılan kıvraklığında tilki Attıkları hedef tam on iki Çaresizlikte iyi niyetli çarede kalleş İnsan yapısal bir rezalet Aklı başına gelinceye kadar Ki yaşamın giyinmediği sevgiye bak Hani gemiler köprüler yollar dedim Gelişimde ölümler içinmiş Her gün biraz kopmuyor mu kıyamet Ne insana dünya değer ne dünyaya insan Yalnızlık ve hamallıktır bize kalan Gözyaşlarım yaşamı tuzlar kokmasın diye Nedir yaşamanın sırrı dedim Hüzünlü bir suskunlukta Çaresiz bir bakış takınmış dinlemekteydiler Korkuların ışınladığı tahribatla Acının lavlarında yanmaktaydı umut Dengede değil ki acı ve mutluluk Berabere bile kalamıyoruz yaşadığımız hayatla Cennet ve cehennem konu edilseydi doğmadan Kim isterdi böyle bir sınav Yaşamak nedir Allah aşkına Yunuslar köpek balıkları Serçe kuşu kartal Sel deprem hastalık acı Ve neden bir insanın gücünü başka insanların güçsüzlüğü tamamlar Yaşamak suç günah gibi Arınmaksa yok olmak Şaşkınlığım şaha kalkmıştı Vurgun yemişti hırsım Aklıma akıl gerek Yoksa utanmasın ölüm gelsin bana dedim Ağlamaya başlamıştı Mevlana Yalvarıyordu Allaha yunus Sonra iki kelime çıktı ağızlarından SUS KULUZ SUSTUM. |