Dil Olmadım mı?Kaldı mı dünyada, anlayan hâlden? Beyhûde arayıp, bul olmadım mı? Mevlâna’ca her ırk, mezhepten, dilden, Dönüp pervânece, gel olmadım mı? Yüzüme kim gülse; ’Dost’ deyip sardım, Bağrımı yararak, kalbimi verdim, Görmeyecek kadar, hâini kördüm! Yol bilmez yolsuza, yol olmadım mı? Filizken açmadan, kafese konup, Oniki yılım geçmiş, zamanım donup! Çilenin içinde, kavrulup, yanıp, Dil nedir bilmezken, dil olmadım mı? Zindâna koydular, tarafsız yönsüz, Dünüm yok.. diyorlar, ondandır; ’Dünsüz! ’ Huzur yapraklarım, mevsimsiz, ânsız, Dökülüp kuruyan, dal olmadım mı? Yiğitlik, mertliği, defterden silip, Öğrendim aczimi, kendimi bilip! Bir vefâsız için, kalbimi dilip; Gözyaşına düşüp, Nil olmadım mı? Kâh dağlarda gezdim, kâh düze indim! Gâhi Cengâverdim, kâh korkup sindim! Meyledip bir güzel, sözüne kandım; Pişip kavruluben, kül olmadım mı? Ozan İlo’m şükür, neleri gördüm, Çiçek çiçek gezdim, özünü derdim, Mecâziden çıkıp, aslına vardım; Hakikât bahrine, sal olmadım mı? 05.02.2007 |