ILICA
Ilıca geldin bana
Ne sıcak gibi keskin Ne soğuk gibi yorucu. Uyumluydun ve ılıca. Usulca aktın içime Ben farketmedim de Ya sen Nasıl bu kadar hafif Bakıyorsun yüreğime. Bir buhar gibi Ne sıcak, ne de soğuk Ilıca. Biliyorum Ellerim yakar yanağını, Ve üşürsün bakışlarımda Bir hüzün taşır kasım Kardelenlerin üstüne Değse erir tenin. Sen kiymetlisin Ilıca. Bir hediyedir sana Mısralarımı taşır su misali, Sade ve kurak Yarılmış toprak Ki su gibi gelirsin Beyaz ve berrak Nefesim açılır, rahatlarım Ilıca. Ilıca öyküler bilirim Bir su başında başlayan, Kilit vurulmuş sözlerin Cümlelerinde tutuklu. Paragraf paragraf işlenir suçlar Soru işaretinde suskunluğum Ünleme dönüşür, Noktalanir hayat yolculugum. Üç noktada ılıca. Sen varsan hayat Toplamdan ibarettir, Kaybetmeyi sevmem, Çıkarmayı bölmeyi sevmem, Kavuşmadan ölmeyi sevmem. Seversem beyaz tenini Gül güzeli sözlerini Seni ılıca... Kabusumdur yokluğun, Ya yoksan diye başlayan Paranoyalarim var benim. Uçuk, kaçık, kimsenin inanmadığı Aşklarım. Bir beyaz gelinlik, Bir çiçek, bir bebek hayalim. Bekle gelecegim ılıca. Orak çekicin gölgesinde Bu inilti yüreğimden gelir, Çınlar defalarca kulaklarım Sesinde. Bir asi kelebek olur Sadist kozalarım. Uçarlar uzaklara umutlarım. İhtimaldir kavuşmak, İhtimaldir sevilmek, İhtimaldir ılıca. Hadi yetiyorsa gücün, At beni yüreğinden, İntihar derim suikastime. Bir kasımpati sessizliğinde Erguvan çiçekler acarım. Ve olabildiğince Uzaklara uçarım. Kuytu köşesinde şehrin, Mahkum olmuş bulurlar gözlerine Çivilenirim ılıca. Bu dağlar neden yalnız, Bu ağaçlar adam silüetli. Yalnızlığımı senden bilirim, Kırılan güneşinden, Yakamozundan, Topragından bilirim aşkını, Kan gibi ılıca. Beyhude bir gezgini oynuyor, Şu yaprak suyun üstünde. Kıvrılıyor arklar, Bükülüyor su, Sabırsız oluklar gergin Beklemekte kurt kuş. Bulamıyor yolunu gezgin Soruyor kendi kendine Nereye çıkar bu yokuş, Yok oluş ılıca. Mavi bir okyanusun Çizersin hayallerini üzerine. Ulaşırsan ihtilaldir, Ulaşamazsan isyan. Bir general botunda ezilmiş çim Kimin umrunda. Fetretimdir küslüğün Sürgünümdür ayrılık, Varlığın ılıca. Kalk gidelim yağmurum, Kar tanem, buharım. Devir yol alma devridir. Suyum, topragım, ateşim. Maviyi arar okyanuslar, Maviyi sorar ırmak. Gönül senin olmak ister, Sana varmak, sen de kalmak. Dağlarla çevrilidir etrafım, Çölleşir sularım. Gölüm, gülüm ılıca. Ham bir madendir sevgim, İşlenmemiş, keşfi bekleyen. Bir kazmada can bulacak Ya da canlanacak Siyanürlü ellerde. Zehir senden gelecekse buyursun Kapım açık, misafirperverim. Yeter ki sen gel ılıca. Kalbim bir tavşan ürpertisinde, Her sesi süzüyor senden gelen, Maksat incitmemek dağı. Titriyor ellerim, korkuyorum. Kırk boğumdan çıkıyor her hece, Eliyor ince ince, Kalp denen bu dar sokağı Tek kelime kalıyor Her şey geçince Aşk ılıca... Kimsesiz Yapayalniz kalıyorum, Bu buhranda ben. Tepkisiz, kımıldamadan. Acil çıkışlarım kapalı güneşe, Yangın merdivenlerimde Ümit yanıyor, Kor oluyorum, karalıyorum, Daralıyorum dumandan. Yol ılıca. Sihri bozulmasın senli anların Çocuk gibi şımarıyor egom. Ve kişiliğimde bir sur yıkılıyor, Bir kale düşüyor benliğimde. Tenim buğday toplamakta Teninde. Hasadım terin, ganimetim ellerin. Bir çığ ile gelen çığlık gibi Husumetin. Kan davam olacak bilesin Parmağındaki yüzük, Eller ılıca. Hangi su böyle kuru, Hangi ateş bu kadar soğuk. Hangi kin, Öfke dolu bekliyor yağmuru. Sanki ufkun üstünde Eli kanlı bir yıldırım Kıskanarak kovuyor bir bir Aydınlık yıldızları. İslaniyorum, İliklerime kadar su işliyor, Ateşinde üşüyorum. Şimşekler çakıyor ılıca. Bir Karadeniz türküsüydu belki Belki de bir şiir, Faili meçhullere soktu kıvılcımlarımı. Od oldum, tutuştum. Artık gitmem gerek Yildizeli. Geceyse coktan bitti. Aydınlık olacak neredeyse. Bir buluşma heyecanı, Yeni günde. Gündüz ılıca. ls |