Gitmeli Artık…Şiirin hikayesini görmek için tıklayın "Gitmek mi Zor Kalmak mı?
Bir akşamüstü gitmek... kalkıp gitmek bir gece yarısı veya şafağa kucak açarken karanlık... gitmek mi kolay olan, geride kalmak mı? Bunu sorarız kendimize. Birbirimize sorarız sormasına da. Cevap alabilir miyiz soruya verilen yanıt ne derece gerçeği yansıtır, gerçeğin yanına yaklaşır? İşte bu tartışılır gideni yolcu geride kalmak zor olsa gerektir. El sallamanın acı burukluğu, boğazda düğümlenen hıçkırıkların görünmezliğini sağlama çabası. Ve bunu başarmak için dudağa yerleştirilen sahte bir tebessüm... Gözler!.. ya gözler?___________ Gülermiş gibi görünen fakat dikkatli bakan diğer bir gözün rahatlıkla yakalayabileceği, derine gizlenmiş acı bir gölge durur ve mahzun bakar gözbebeklerinin derininde. “Hadi git" dersiniz.. "Git artık yolun açık olsun" Diliniz bunu telaffuz ederken yüreğinizde yangınlar başlamıştır bile çoktan, kalmak zordur... zorlu bir yoldur... bilseniz de gitmenin gerekli olduğunu, güzel geleceklerin doğumu için gidişlerin bir başlangıç hatta zorunluluk olduğunu... katlanılası değildir, çekilesi değildir... Bedenin içine yerleşmiş yüreğin onunla birlikte gideceği korkusu mudur bu endişe? Ateşi yakan kıvılcım bu korku mudur? Bu şehrin kaldırımları... kaldırım taşları da alışmışsa yolcunun varlığına, nefes alışına, koşusuna, üzerlerinde... sonra koşmayı bırakıp (sözünü tutmak adına) yürüyüşlerine "ben bu şehri sevmiştim" diyorsa yürek..._________________ Gitmek kolay mıdır acaba? Geride kalmak zordur da! ya bir de beden ile yürek aynı mekanı paylaşmaktan yoksunsa!... yüreği bırakıp gitmek.. akşamın karanlığında.. her ne kadar sabah olacak da olsa, şafağın sökmesi yakın da... dost dediyse giden, geride bırakıp gittiklerine, dağlarına, kaldırım taşlarına, yaşlı kadınlarına, yetim çocuklarına... Her biri tutup çekmez mi yüreğinin uçlarından sündürerek "kal! kal ne olur" diye feryat etmez mi? Gün doğumu yakındır artık... geceler sabahlara gebe...gitmemek olmaz ki "kal" diyen sesin büyüsüne kapılmak olmaz ki!.. Acılar diner mi yaraya merhem çalmadan? Güneşler doğar mı sabah olmadan? Ha yüz kilometre ötede olsun beden, ha bu miktarı katlayın istediğiniz kadar. Yüreğin bedende hapsolmadığı sürece gidiş değildir gitmeler... Ağlayışlar gereksiz, üzülmeler yersizdir, fakat mücessem varlığın içinde sıkışıp kalmışsa can; bir nefeslik mesafede olsa da yakın değildir_______ gidenler ten olsun, etle kemik... canlar burada dursun yeter... ___________hatıralar canlı kalsın, bunu istedik... mesafeler dediğin nedir ki, nedir kilometreler?.._______" 01.05. 2011 #öskurşun#
Akşam karanlık sabah olmadan
Sevdalar bitmiş hasret doğmadan Maziyi unutup gitmeli artık İçimdeki ateş henüz sönmeden Sana hasretim yenik düşmeden Her şeyi unutup gitmeli artık Geceler karanlığa yorgun düşmeden Umutlar tükenip her şey bitmeden Bu şehirden göçüp gitmeli artık Bu sevdaya yenilip hayata küsmeden İçimdeki umutlar henüz tükenmeden Maziyi unutup gitmeli artık Geceler karanlık güneş doğmadan Güller yeşermiş henüz solmadan Yollara düşüp gitmeli artık İçimdeki hasret özlem olmadan Akşam olmuş sabah doğmadan Sevdalara koşup, gitmeli artık… gitmeli çınar 01.05. 2011 Ömer Sabri Kurşun |
İçimdeki umutlar henüz tükenmeden
Maziyi unutup gitmeli artık
Geceler karanlık güneş doğmadan
Güller yeşermiş henüz solmadan
Yollara düşüp gitmeli artık
İçimdeki hasret özlem olmadan
Akşam olmuş sabah doğmadan
Sevdalara koşup, gitmeli artık…
gitmeli çınar
01.05. 2011
Ömer Sabri Kurşun
Özlem dolu güzel şiir okudum üstadım
Yüreğine kalemi,ne sağlık
Yürek sesin hiç susmasın
Saygılar