Ateşinle Yak...
Dipsiz kuyuların
Karanlık köşelerinde Işığın yüzüdür kör yalnızlığıma dolanan Söz bıçaklarındır kanımı sarmalayan Çığlık soluklardır tutsak havada dolanan Ölüm kulaç kulaç beklemede Panik kokuları yayarak zevk yüklü Paslanan diller kifayetsiz Gülüşün renkleri solar bordo gül dudaklarda Gölgesinde şehir düşmüş kaçak yaşamların Bir kazadır keşfedilen haykırışlar isyanlar Camın buğusunda kayarak intihar damlalar Uçurtma saçların tanrının salıncağına bağlanmış Çocuk bacaklarına tırmanan İnançtır serptiği çığ çığ yalnızlık Şiirle yükselir erken doğumu hiçliğin Çöllerimin Mühürüdür mızrak sevişmeleri Boşalır zehirler şiir dillerden Hiç bir el tutamaz günah kılıcını Hasret kalır coşkun bakışların Kan renginde Kızıl şafaklar gibi Gök yüzünü saklar bulutların makyajı Tanrıya bakmayı bilmeyen ihanet gözlerden Tükürür ceza yağmurlarını yüzlerine Ah o dehşetli aşk Bebek sevdamı parlatan cevherindir Fenerleri parçalayan dalgalarıdır denizin Esrarlı kalp kanıyorsa içinde çelik bedenin Bıçaksız, kılıçsız, silahsız Bırak çağırsın destanlarını aşkın Hüznün kanatları taşır beni çağlayanların cesaretine Ey Aşk güzelliğinle gel Kasırgalarınla vur Şimşek misali çarp Yırt gövdemi Sök al yüreğimi Ateşinle yak Çığlık çığlık Ağlat beni Çıkardığında heybetli giysini AŞK Olacak son sözlerim... Recep Yeşil Ataköy... |