Bir Meyhane, Birde Ben…Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Haydi Abbas…
Cahit Sıtkı Tarancı’nın bu ölümsüz eseri Mustafa Keser tarafından şarkı yapılmış haydi Abbas’ın udisi mirim tarafından farklı olarak yorumlanmıştır. Bu hikaye Ayvalık’ta bir rakı masasında şaka ile başlayıp Cunda Adası’nda fasıl evi olarak noktalanmıştır. Haydi Abbas, bir restorant ya da bir meyhane değil bir felsefenin, bir şiirin bir mekanda bütünleşmesidir. Hani derler ya rakı-balık-Ayvalık, Haydi Abbas’ta rakı-balık-fasıl diyor. "Adam olduysan hesap ver kendine: Getirdiğin ne? Götüreceğin ne? Mey içersem ölürüm diyorsun: İçsen de öleceksin, içmesen de!" Ömer Hayyam ABBAS ***** Günaydın şiir yürekli can dostlarım… Yaşamak bir şiir gibi akıp giderken, zaman çalsa da bir şeyleri bizden,.. bize kalan bir vefa, bir selam, bir de güzel dostluktur yüreği güzel dostlarıma ‘GÜNAYDINLAR’… Sabah uyandığınızda kendinizi doğan gün gibi hissedebildiniz mi? Eğer hissetmediyseniz ilk gün doğumunda günle beraber uyanın ve güneşle yıkayın yüzünüzü, başlangıcı dinleyin ve bir müzik katın inceden inceye güne... Sizde katılın milyonların içine ve günün kendisi olun... Günde sizinle kendisi olsun... Yeni bir güne tüm güzellikleri katarak şiirler tadında başlamanız dileğiyle diyerek geldim bir günlük bir anının hikayesine.. Güzel ve unutulamaz bir gündü o gün benim için ve sizlerle yaşadığım duygu yoğunluğunu kısaca paylaşmak istedim sıkılmaz iseniz sıkmaz isem,vaktiniz olursa okuyunuz isterim.. Evet Yukarıda Ömer Hayyam Abbas’ın güzel bir sözünü paylaşmıştım içmek ve içmemek konusunda... Bende Ömer Hayyam Abbas ustayı dinledim ve öyle yaptım.. Gittim Cunda Adası’nda “Haydi Abbas” fasıl evine “Vakit tamam” dedim, içsem de öleceğim içmesem de.. Ve bu mekanda müthiş bir fasıl eşliğinde güzel bir gün geçirdim.. Neler mi öğrendim, neler mi yaşadım? Neler öğrenmedim ki, her şeyden önce fasıl eşliğinde, müthiş bir duygu seli yaşayarak, üstatların ruhunda, hayatı, şiiri, yaşamı, sevgiyi, sevdayı, aşkı, dostluğa sadakati, sevgiye, aşka sadakati ,insanları sevmeyi her şeyi, her şeyi yeniden öğrendim.. Eski bildiklerimi attım Cunda’da serin mavisinin en koyu mavisine ve geri geldim.. İmkanları varsa şiir yürek dostlarıma gidip o havayı koklamalarını tavsiye ederim naçizane.. Az daha unutuyordum. Bazı kuralları var Haydi Abbas’ın.. Ben orada öğrendim.. Size söyleyeyim de benim gibi acemilik çekmeyin.. “Abbas Müşterilerinde aranılan şartlar; Ağzının tadını bilmek, Kazıklanmaktan hoşlanmamak (Keriz vaziyetleri), Ortama ayak uydurabilmek, En az 2 TSM (Şarkı, Türkü) söyleyebilmek, İçelim mi sorusuna her zaman “varım!" demek, Kafa güzel olmadan kalkmamak. NOT: Kafası kıyak olanlara şoför ve araç temin edilir.” Evet dostlarım: Bir Cahit Sıtkı Tarancı değilim, hiçbir zamanda olamam.. nerede hayal bile edilemez.. Hatta ve hatta şair dostlarım sizler kadar bile değilim şiirde, yazıda.. Ama o mekan, o hava deli yaşlı çınar yüreğime şu mısraları yazdırdı acemice yine de.. Ömer Sabri Kurşun
Nedir tanrım bu aşk fırtınası
Kalbimi çekip çıkarttı yerinden Göründü yine o denizkızı Buz mavisi denizin derininden Yarabbim geldi mi ki ölüm sırası Başladı hafiften bir sızı Hem de ta yüreğimden Bulamadım bu günde Derdime bir çare Meyhaneci söyleme Dertlerimi o yare Bu akşam beni yalnız bırakma Doldur ab-ı hayatı şu bardağa Kaldır ölümün şerefine havaya Nasılsa ölmeden gireceğim toprağa Gün gelecek be meyhaneci Tezgahın olacak benim musalla taşım Gün gelecek meyhaneci Eğilecek benim bu yaşlı başım Beni içki değil meyhaneci Yıkacak şu serhoş gözyaşım Düşecek kara toprağa bir gün bedenim Belki üstüme konacak çiçekler, çelenkler Kara sevda diye yazacak son kez kalemim Bir kara sona alıp götürecek beni melekler… buz mavide çınar 28.04.2013 Ömer Sabri Kurşun |