Bir Avuç BağbanUzaklardan geldi bir avuç bağban Malazgirt’e dikti çınar fidanı Konargöçer idi malına çoban Bizans için onlar turan çıbanı. Dikilen fidana sahip çıkıldı Korundu, kollandı başta göz gibi Düşmansa yabanın suyu sıkıldı Elini sürenler yandı köz gibi. Günler geçti kökü sardı çevreyi Dalları çeşitli kuşlarla doldu Can suyuna erdi buldu dereyi Nice yuvalara korunak oldu. Bu güzelliklerden baykuş rahatsız Virane evleri tamir görüyor Harabeye düşkün ne yapsın bahtsız Gül ile bülbülden yuva koruyor. Yılanla, çıyanla birlik içinde Bazen dala, köke zarar veriyor Bir eli şeytanda bir eli cinde Onlarla birlikte karar veriyor. Gün geldi bu çınar yorgunca düştü Kocayan dalları ayrıldı kökten Fırsatçı sırtlanlar üstüne üştü Sevdiği de bela yağdırdı gökten. Zahir kökü sağlam çok derinlerde Kesilen yerlerden filize durdu Üstünde musibet, yok derinlerde Yeniden dallara meyveler vurdu. Şimdi onun tekrar dirilme vakti Dünyanın her yönü duyacak ezan Rabbi yeniledi onunla akdi Yedi cihet mühür vuracak Kuran. Evet, artık kılıç, kalkan sökmüyor İlimle, irfanla oluyor fetih Şefkatle eriyor, kanlar dökmüyor Gayet mütevazı geliyor Fatih. En ücra köşede ara bulursun Her mümine açık onun kapısı Huzura doyarsın, mutlu olursun Feyizdir yemeği, nurdur yapısı… Salih Yıldız…28.04.2013 . |
Evet, artık kılıç, kalkan sökmüyor
İlimle, irfanla oluyor fetih
Şefkatle eriyor, kanlar dökmüyor
Gayet mütevazı geliyor Fatih.