Okuduğunuz
şiir
28.4.2013 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
“gölgesiz aşk,,
ışığın hiç sönmesin güneşim ırmağın suları çağlasın hep... kâh arka sokaklara kah kaf dağına m i t o s l a r a hey yeryüzünün tüm topraklarına ütopyalara dağlara sevgili türküsü hiç bitmeyen dağlara...
her dilde başka güzeldir aşk her dinde inanmak sana yağmurunda nisa-n’ın s-elinde sırılsıklamım elleri sımsıcak…
o eller ki cennete bir adım sırat cehennem ateşi yokluğu j a n j a n o n-asıl bir heyecan…
isa’yım darağacında kızılkan yanıyorum ateşinde nemrut’un gül bahçesinde düşüyorum ibrahim gibi kibele’nin fillleri fiillerin ayaklarında un ufak eziliyorum
e-babil kuşlarının kanatlarında taş olup yağıyorum ebrehe ordusuna aşkı çığlık çığlık haykırıyorum çağırıyorum nazım gibi b a ğ ı r ı y o r u m …
tur-u sina’ya uzanıyorum musa misali muhabbetle tanrı ile firavun’un yılanlarına ejderha kerberos’un dişlerinde kan revan kızıl kanlarda aşk gibi aşkın kanlarında hallacı mansur yüreğim…
işte sevgili zaman öyle geniş öylesine dar tayy-ı zaman tayy-ı mekân ışınlanıp düşlere ışıl ışıl gölgelere tüm gölgeler benim gölgelerin rengi yoktur sevgili-m
benim hepsi hepsi sen…
yorumuyla “deniz uzuner” e sonsuz teşekkürler…
şiirimi güne layık gören edebiyat defteri seçki kuruluna sonsuz teşekkürler...
sayfamı ziyaret eden şiir dostlarıma müteşekkirim...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
işte sevgili zaman öyle geniş öylesine dar tayy-ı zaman tayy-ı mekân ışınlanıp düşlere ışıl ışıl gölgelere tüm gölgeler benim gölgelerin rengi yoktur sevgili-m
benim hepsi hepsi sen…
Geçmişten bugüne ve öteye, "tayy-ı mekan, tayy-ı zaman" ve bast-ı zaman ile bir zaman yolcusu olarak aşk meşalesini alev alev taşıyan dizelere ve içten yorumuna teşekürlerim, tebriklerimle. Selam ve saygılar.
şiiri okuyunca şaşırdım ne düşüneceğimi güzeldi desem yetmeyecek gerisi benim sözlükte yok o kadar yorumu da okudum valla bazı yorumlara bayıldım. şiiri bile sollaycaktı allahtan sınırlar çiziliydi de geçemedi şiir insanı şiir der bir düşünür akvaryum gibidir içindeki balıklara tek tek bakarsan tam güzelliği keşfedemezsin ama biraz kendini çekip bakarsan tüm balıkları(imge, derinlik, tutku, bağlılık vb.) görürsün demişti. sanırım ben şiire karşıdan bakıyorum saygılarımla
susmak saygıdandır bazen,bazen şaşkınlıktan.geniş bir zamana yayılmış bu muhteşem duygular karşısında ancak sukutun sessizliğine sığınmak gerek.Ve öyle yapıyorum şaşkınlığımdan susuyorum.Saygılarımla
ablam canım işte şiir işte yorum ve hakkını almış güzel yüreğin sesi bitanem yine beğenerek okudum ve güzel yorumu dinlemek te çok güzeldi ablam sevgimdesin
her dilde başka güzeldir aşk her dinde inanmak sana yağmurunda nisa-n’ın s-elinde sırılsıklamım elleri sımsıcak…
GELMEYENVUSLAT.... Hep geç mi kalıyor? evet çünkü mahlasına uyuyor :) latife bir yana tebrik ediyorum aşkın harika tarifi yürek sesinizi,duygularınızı,geç kalmışlığım zararuriyet affınızla. ses olan deniz hanını ayrıca kutluyor nefesine sağlıklar diliyorum,başarılarınız bitimsiz olsun.selam dua ile.
Merhaba Ahmet dost,daha önce bu güzel şiiri okumuştum ve şiir hakkındaki düşüncelerimi yazdığımı sanıyordum,yazmamışım :( yazmamışım,kusuruma bakma olur mu yaşlılık işte,insan yaşlandı mı unutkan oluyor:((
Şiirine gelince şu ana kadar okuduğüm en güzel şiirlerlerden bir tanesi,senin şiirlerinin hepsi güzel fakat bu şiir bir b/aşka,şiiri okumaya başladığım ilk andan itibaren uçuşar kelebekler,onlara eşlik eden kuş cıvıltıları ve sarmaş dolaş çiçekleri izleyip gülümsemeye başladım,çok ama çok mutluyum neden mi? Nedeni belli kaç yürek böylesine içten samimi duru su berraklığında şiir yazabilir ki,mutluyum çünkü bu şiirin şairi benim değerli dostum AHMET,yüreğin var olsun dost.
Dostluğuna teşekkür ederken hayatın/ız boyunca mutlu olanızı diliyorum. Kutluyorum sevgili dostum,saygı ve sevgiyle
omuzlarıma bin ton ağırlık bıraktınız muzaffer ağabey... mahçubiyetim sınırsız... cağaloğlu'nda kahve içmek bir yana da sizin güne gelen şiiri de okumak bir başka güzel... öyle mutlu oldum ki; bizim ağabey güne gelmiş diyerek :) Kutluyorum her yerden: cağaloğlu'ndan, evimden, sizin evinizden...
omuzlarıma bin ton ağırlık bıraktınız muzaffer ağabey... mahçubiyetim sınırsız... cağaloğlu'nda kahve içmek bir yana da sizin güne gelen şiiri de okumak bir başka güzel... öyle mutlu oldum ki; bizim ağabey güne gelmiş diyerek :) Kutluyorum her yerden: cağaloğlu'ndan, evimden, sizin evinizden...
Deniz Uzuner'i Yavuz'un Unut beni şiiri ile tanıdım, iyi ki de tanımışım. Kadın seslerinin içinde en beğendiğim seslerden bir kaçı, zaten sesli şiirlerde kadın sesini beğenmiyorum desem inşallah ukalalık olarak algılanmaz umarım. Bu bir zevk ve tercih meselesidir.
Ahmet... Sen artık kendini aştın, sığmıyorsun kabına, biliyor musun?
olgun ağabeyimden bunları duymak kadar başka bir mutluluk var mı... her yerde bunları duymak kolay değildir bilirim :) şımarmadan, kibre düşmeden yazmaya devam edeceğim şiirin kalp sesi hocam...
olgun ağabeyimden bunları duymak kadar başka bir mutluluk var mı... her yerde bunları duymak kolay değildir bilirim :) şımarmadan, kibre düşmeden yazmaya devam edeceğim şiirin kalp sesi hocam...
genelin aksine umut v a r sizin şiirlerinizde yaşama pozitif bir bakış var özgünlük var ki kalıplaşmış cümlelerle yazılan şiirlerin ya da matematikleştirilmiş, formülize edilmiş şiirlerin-ki bütününe bakınca güzel, okurken yoran ve duyguyla örülmediği her halinden belli olan-varlığından ve çokluğundan fazlasıyla sıkılmış bir okur olarak -amma uzun cümle kurdum he:)- keşke daha çok ahmetler olsa defterde, iyi olurdu (benim açımdan) diyorum.
bir sürü iş bilen şairin içinde benim düşüncelerim ne kadar değerlidir şiir adına, bilmesem de keyif aldığım bu sayfanın sahibine çok teşekkür ederim verdiği ziyafet için seslendiren arkadaşı da ayrıca tebrik ederim.
Ahmet Hocam tek kelime ile muhteşem aşk anlatımı idi şiir..Aşk ile kal her daim,seçkiye değer bir şiirdi.Yüreğin kalemin var olsun kardeşim.Çok sevgim ve saygım ile...Var ol.. Sevgili Denizin de yorumuna yüreğine sağlık çok sevgimle..
Ferda,ca tarafından 4/29/2013 5:35:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgiliye seslenmiş sayın şair bu güzel eserinde, en naif, coşku dolu şekliyle.
Gerek kullanılan dilin zenginliği , seslerle sağlanan müzikalite, gerekse anlatımdaki yer yer eksiltilmiş tarzda ki samimiyetiyle uslûpsal olarak düşüncenin duyguya şahane bir şekilde sarmallandığı şiiriyet değeri çok yüksek bir eserdi.l
Şairin kurduğu dünyada nefeslendik. Varolsun emekleri.Teşekkür ederiz.
Aşk ancak bu kadar güzel anlatılırdı... Duygulanmamak mümkün mü Kanarken yürek, yanarken yürek... Defalarca dinledim kendimden bir şeyler bularak.. Tebrikler değerli kalem... Deniz hanımı da yürekten kutluyorum gerçekten muhteşem bir yorum olmuş.. Her iki yüreğe sonsuz selam ve sevgilerimle....
Feryad-ı İsyanımın kısa bir özetiydi şiiriniz.Açılımını da ben sundum tüm güzelliğiyle şiirin gölgesinde ve şiirin serinliğinde.On numara bir şiir okuttunuz gece biterken.Saygılarımla.
FERYAD_I İSYANIM
Mem nelere gark olmadı Zin’in ateşi için Ferhat dağlar delmedi mi Şirin'in düşü için Kusur ise her saniye her yerde seni anmak Mecnun az mı yemin etti Leyla’nın başı için
Sesi yorgun gözlerinden uykusuzluk seçilir Görkeminin zerresinden Ağrı Dağı küçülür Gecelerin kollarında leblerinin bal suyu Aydan dökülürcesine kana kana içilir
Uykularından kopardım hoş geldin mihmanımsın Artık geri dönüşü yok ahımsın eyvahımsın Elâlem ne derse desin hiç umurumda değil Akıbetine razıyım sevabım günahımsın
Sana yine sana yandım Nesimî'de dün gece Gözlerinle yüzüleyim bend olayım Hallac'a Öyle hüküm buyurmuşlar tanrılar divanında Ha ben sana yollanmışım ha Muhammed mi'raca
Cümle cihan güzelleri yüzlerine ben örsün Gözlerin balyozu oldu içerimdeki örsün Ruhumdaki fırtınalar Merih'i usandırdı Nuh'a haber eyleyin de gelsin de tufan görsün
Yokluğuna dayanamam ahım arşı boyladı Gölgeni Nil'de görmüşler piramitler söyledi Hele bir bak şu sevdaya kimler yanmış ben gibi Dediği üzre Yunus'un "gör beni aşk neyledi"
Son duraklarda beklerdim sonun olsaydı senin Neler verilmez ki yerim yanın olsaydı senin Çıkar kınından ne olur kirpiklerinle bile Çal sineme gözlerini aşkına şah Hüseyn'in
Harikalardan biriymiş diyorlar Çin seddine Seni görmeden hükmetmek kimin düşmüş haddine Ulu divana baş vurdum dönsün diye Bağdat’tan Ol sebepten ahvalimi arz ettim Bedreddin'e
Gamzelerini görseler bülbüller de lâl olur Aşklar ülkesi sarsılır korkunç ihtilâl olur Beklenmedik bir zamanda ölür isem sebebi Beni eritip bitiren sevda-i iclâl olur
Kahreden ateş bilinem yananı sen olsaydın Nal olurdum aşk atına bineni sen olsaydın Deseler ki şu kadehte ağu var içen ölür Bir solukta bitirirdim sunanı sen olsaydın
Belki de hatırlanırım ararsın şimdi nerde İzim deryada damladır köyüm Hatçepınar'da Bizim köyün kıyısında Dilav suyuna uğra Hangi çobanın kavalı ağlıyorsa ben orda
Tanrılar yaratan Zerdüşt serdarıdır aslımın Mazdek Hürrem nişanıdır inancımın neslimin Dersimli Seyyid Rıza’ya ağır selamları var Himmeti var gayreti var Horasanlı Müslim'in
Seni tanrılara sunam keremetin görünsün Nazar eden köryılandan beter olsun sürünsün Dağlar naz yapmaya aday insafını bağışla Bağışla ki gözlerinde eşkıyalar barınsın
Söyler misin anlar mısın ah çekerin suçu ne Bulutlardan damlar gibi düştüm girdap içine Ay bulandı güneş kustu yıldızlar beklemede Artık yolla gözlerini yolla Çin-u Maçin'e
Titanik'ten son sesleri alizeler getirdi Son seslerin son demini balinalar bitirdi Her yerde terör estiren sabıkalı gözlerin Bermuda’yı kamçılayıp Atlantis’i batırdı
Toprak sudan bülbül gülden dost dosttan bulur deva Dârâ'dan çok önce seni ağırlamış Ninova Benim ömrüm yanan roma senin gözlerin Neron Örste demir dövmededir şimdi Demirci Kawa
Melekler ipekyolu'nda aryaları gözledi Yeri göğe ayı güne seni bana sözledi Ilık bir güz akşamıydı yine senin yüzünden Koçero Harran’a doğru atını mahmuzladı
Kirpiklerin yeni değmiş kaşların firik başak Ay ışığı az geliyor hadi gözlerini yak Fesatların hasetlerin eli kına görmesin Terk-i canan eylemeden Şahmeran'a danışak
Keşke gelmez olaydı böyle bir hâl başıma Temaşaya meraklılar toplandı el başıma Herkesin dilinde şarkı elinde yarin eli Artık yine sensiz artık yalnızım kul başıma
En yorulmaz yolcusuyum müptelası bu yolun Ben zamanla boğuşayım sen seyreyle sen salın Kor alevler buz kesilir gördüklerinde beni Bir sensizlik yakar bir de hasreti İstanbul’un
Sen ey gönüller sahibi ey yüzleri gök zemin Ey deryalar şahanesi sen ey gözleri kimin Düzgün Baba hatırına Munzurlar'a mihman ol Mihman ol da güneşlensin yaylaları Dersim'in
Gözlerinin dokunduğu her mekân memleketim Bakıver de uzamasın gurbetim esaretim Ahmed Arif hasretinden prangalar eskitmiş Beni böyle eskitense prangalı hasretim
Umutların menzilinden uzaklara atılmış İki cihan mucizesi ilâhlara katılmış En amansız gecelerde aynalar yine suskun Perçemi yüzünü gizler sanırsın ay tutulmuş
İmanım varsa kaşların, kirpiklerinse dinim Muhammed Kâbe'ye döner, benimse sensin yönüm Musa meşhur asasıyla, çarmıhı ile İsa Bütün hepsi senin olsun, senin gözlerin benim
Senin yüzdüğün sularda ayrılık ölümü yur En son yolcun ben olayım bekle biraz gitme dur Beni İstanbul’a götür ya da İstanbul getir Dokununca Nazım’ın ellerini yakan vapur
Gördüklerin sensizliğin dayanılmaz göçüdür Sıla gurbet gurbet sıla birbirinin içidir Ne aradın ne de sordun ben nerede neylerim Kara Fatma Kara Yılan senden şikayetçidir
Bilirsin ki sevenlerin ayrılığı kâbustur Tahir'i Zühre’ye bahşet zemmedenleri sustur Sen istesen Sina Çölü bin çeşit çiçek açar Suya sudan köprü kurmak yalnız sana mahsustur
Bazen kırmızı karanfil zakkum mereti bazen Sevmeyenleri şad edip sevenlerini üzen Ağlayanın güleninden misli misli fazladır "İşte gidiyorum çeşm-i siyahım" diyen ozan
Bahçıvanlar kır bayırda boz kevene gül aşlar Ol sebepten didelerden eksilmez kanlı yaşlar Sana yanar sana susar sana acıkır sana Ehl-i Haklar, Kakailer ve mağrur Kızılbaşlar
Meri keklik Binboğa'dan Çukurova’yı süzer Yörüklere konuk olur yaylalarını gezer Al'Osman'a diklenenler Göv Osman'a kul oldu Avşar ellerinin hali Dadaloğlu'nu üzer
Sana sevdalıdır diye Pir Sultan asılırken Kadılar bayram ettiler Hızır’a susulurken Bilcümle taş kesildiler sözde Itır sevenler Kirli sarı bir bıçakla Nergisler kesilirken
Senin rengin tüm renklerin şahı padişahıdır Senin ahın tüm ahların kahredici ahıdır Yıllar gün misali geçti asırlar ay misali Herkes kendi âleminde bu neyin eyvahıdır
Yüreğim atom yüklenir sesini duyduğum an Dört kitap çaresiz kalır el-aman aman aman Başka biri yapar mıydı Eyyub'a sabır verdim Ay kendini kuşatıp da gece sustuğu zaman
Arzu'yu Kamber'e yolla bayram seyran etsinler On emiri on bir eyleyip Tur'da semah tutsunlar Lûtfeyle de Eshab-ı Kehf açsın kapılarını Yediler'e yoldaş olup yedi asır yatsınlar
Güzelliklerin mimari cennetlerin ustası Misk-ü amberli cemlerin vazgeçilmez bestesi Dört kapı kırk makam mağdur mecbur olsa da sana En çok Zerdüşt yanar bir de Zerdüşt'ün avestası
Tay Dağı'ndan Kafdağı'na bakışların gerilmiş Nazlarını çekemiyor arap atlar yorulmuş Yol bilenler hâl bilenler sırrın sual etmişler Nesimî Hallac-ı Mansur Şah Hatayi darılmış
Gel de dal tomura dursun daha uzansın elim Eski dostu yarenleri gel de çağırsın dilim Bir "he" desen ben Sırat'ı tez geçerim kıratla Köroğlu tek vekilimdir Kiziroğlu kefilim
Ay ışığı bilâdestur rüyalarıma dalar Kuşkularımı bağlamış uykularımı yolar Daha kuşlar uçamazken nergisler açamazken Bir sen vardın gülümseyen bir sen bir de inkalar
Gözlerinden uzak olmak inan beni bitirir Gider de gelmez bilirim yıllarımı götürür Bir sonbahar yaprağı ol dalı ver kuşun çekme Kızılırmak incitmeden seni bana getirir
Ağuları yıllandırıp içirdin yudum yudum Ahvalimi anlar diye Baba Üryan’a dedim Karıncayı gözlerinin karasından vuran ben Çok saldırdım ruhumdaki seni öldüremedim
Yerim yurdum meçhul oldu neredeyim şaşmışım Kafdağını turnaların kanadında aşmışım Kanlılar kandan vazgeçer üçler beşler aşkına Sen de bir gün Maraş’tan geç ocağına düşmüşüm
Bana gözlerini gönder sakın ha olmaz deme Kime yanam dertlerimi yalnızlığımı kime Bir başıma kâbuslarla boğuşurken ansızın Hayallerin şeref verdi dün akşam viraneme
Hicran son arifesinde yolculuk var makbere Siyabend'i öldürdüler Xece ölmek üzere Ab-ı hayat çeşmesidir leblerin esirgeme Ne o tanrıya minnet et ne de dal tevekküre
Bulutlar yağmur yorgunu ufuklar ateş yüklü Bir damla ateşte derdim senisizliklerim saklı Yedi kıtaya dağılıp elleri boş döndüler Huma kuşu intizarda turnalar ağlamaklı
Sana sunulmaya hazır gökkuşağı destimde Emrine amade olmak hayran olmak kastımda Gözden ırak alemlerde yitik insanlar gibi Ha ülkeler zaptedilmiş ha gözlerin üstümde
Hal bilmeze yoldaş olmak yola zulüm değil mi Cevreyleyip gönül kırmak dile zulüm değil mi Ömründe bir defa bile gül koklamamışların Bahçıvana saldırması güle zulüm değil mi
Şarkılarını dokudum senle geçen her anın Sebebi katili olma yorgun yaralı canın Sen de anlamazsan beni sen de gider gelmezsen Şikayet ederim seni Şah'ına Pir Sultan’ın
Sürmeleri yel götürür gözlerine güneş çek Yağmur yanak rengin yağsın bulutlara kına ek Lübnan yeniden kurulur yine şenlenir Beyrut Ama senin gözlerinin savaşı bitmeyecek
Yeter çektiklerim yeter benden beter olası Yusuf'u kahretmedi mi Züleyha'nın çilesi Yüzün suyu hürmetine binboğalar and içer Ol diyarda vekilimdir Diyarbakır Kalesi
Karda kan damlası rengi yüreklerde ölmezin Ne hükmü var ne kıymeti gidip geri gelmezin Dost Fuzulî mest Fuzulî mayaları anlatmış Sızıları Zap Suyu'nda Siverekli Yılmaz’ın
Bana renklerini uzat uzat ellerimi tut Tut ki gönüller şenlensin tut ki yeşersin umut Kervanlar yollara düştü Şam'dan Darüsselam'dan Doğuver de incinmesin mahcup olmasın Nemrut
Sırrın dirheminde tutsak arzuların ağlaşır Bıçkın kaçak hislerinde gece-gündüz bağlaşır Bir elinde Van Gölü var bir elinde Urmiye Damlasını sürgün etsen nurhaklarda çağlaşır
Duyar mısın İnce Memet Toroslardan seslenir İki canlı Hatçesiyle doruklara yaslanır En onulmaz en insafsız en çaresiz ağrılar Gözlerinin feri değse iflah olur uslanır
Senin olmadığın yerde benim yokluğum başlar Hayallerim yola düştü arandı dağlar taşlar Hayyam çorak yüreğime bir kaç damla dem serpti Periler Cudi Dağı'nda izine rastlamışlar
Sen pervasız çığlıklar at ben kahrolam ben üzgün Sen kırklarda demlenedur ben beklemekten bezgin Deryaların kucağında cem tutar semazenler Düşlerim dağlar başında düşlerim dolu dizgin
Seni Dicle beni Fırat resmetmiş güneş ya rab Güneşin vekili aya yıldızlar olmuş turab Bizleri merak edenler aydan izin alsınlar Bir başkadır yıldızlardan görülse Şattü'l-arab
Yağmur yüklü bulutlardan ruhunu koklayışım Çağları tedirgin etmiş ömrünü saklayışım Eyyub'un sabrı tükendi tükenmiyor nedense Ne senin gelmeyişlerin ne benim bekleyişim
Gözlerinin damlasıyla çölde gül yetiştirdim Sam yelleri yenik düştü sesinle çatıştırdım Gölgenin düştüğü yerden bir avuç sönmüş külü Serptim derin uykularda Kerem'i tutuşturdum
Dilek ağacına gittim sesini bağlamışsın Islaktı dallar yapraklar hıçkırıp ağlamışsın Karac'oğlan hayıflanır Hayyam duysa gücenir Bulanık göl sularını şaraba yeğlemişsin
Düştüm dipsiz kuyuların en zifiri yerine Sarkıt gözlerini durma muhtaç oldum nârına Semiramis haber salmış zümrüd'ü-anka ile Davetliymişiz Babil'in asma bahçelerine
Sesi mavi rengi esmer bu diyarda sazların Geceleri parlamaktır töresi yıldızların Dağlar uykulara daldı okyanuslar uykuda Beni sabahlara boğan senin deli gözlerin
Teninin saçtığı nurdan güneş bile utanır Söyle seni benden başka daha iyi kim tanır Sevdalıların tarihi ıstıraba büründü Seni arzular kıskanır seni Aslı kıskanır
Yanarım ah çeker gibi çekerim nazlarını Canını canıma değdir tutuştur közlerini Bir bilsen bir bilebilsen hallerim pemperişan Merhem ol yarelerime gizleme yüzlerini
Düşlerimle savaşarak gün be gün yordum seni Hayallerimle kuşatıp ruhuma kordum seni Dediler ki aradığın şaraba yoldaş oldu Yanıbaşımda bekleyen Hayyam'a sordum seni
Daha mecalim kalmadı bitti bu son çağrı gel Gel ki yokluğun tükensin tükensin bu ağrı gel Köroğlu'dan kıratını istesen sana verir Seni Nemrut'a beklerim her sabaha doğru gel
Aşıkların sırdaşıdır Dicle gizemli akar Siti muradına erdi Botan seyrana çıkar Kör olası kinli beko keyfinden dört köşedir Mem Zin'i Zin Mem'i yakar tacdin evini yakar
Serbest geceleri giyin korkularını sıyır Yudumla ki mest olasın şarabı sudan ayır Çöl su ister lâl dil ister gözlerini isterem Vermeyenin iki yüzü ben garibanı doyur
Haramiler cirit atar kaynağında bu nehrin Dudaklarını savur ki hükmü kırılsın zehrin Bir bakışın bir taburdur gönder ordularını Sana mecburiyeti var yedi tepeli şehrin
Kudretinden sual olmaz can verir can alırsın Ya ömrü saadetim ya da Azrailim olursun Mecnun'un yerine sordum dediler Allah bilir Ben nerede ne olurum onu da sen bilirsin
Bir yanımda yarasalar işitir ağıtları Halepçeli bir çocuğa taşıtır ağıtları Küllerim Ağrı'da çığdır tüterim çığlık çığlık Sivas'ta tutuşan ateş kuşatır ağıtları
Gözlerinin beşiğinde rüyalarım sallanır Zehri kana zerk etseler damarında ballanır Gılgamış küçük asyanın sensiz fotoğrafıdır Yaşar Kemal'in dilinde Anadolu dillenir
Ben dostumu hak bilirim hakkı bilir dost beni Tanrıların sofrasına çağırır bir dest beni Nesimî'nin derisinden sızan şarabı tattım Damlasına dilim sürdüm bir hoş etti mest beni
Hallac olup taşlandılar hak ruhunu tadanlar Zal'ın elinden savruldular riyakârlar nadanlar Aşkı şehvete boğduran ummi nebi misali Zul'm ile serdar oldular nefse biat edenler
Hakkı sırda sır olanın sor kendisi necidir Aklı mahrum ruhu kanlı her kelâmı acıdır Baba Üryan yana yana der ki aman uzak dur Gönül gözü görmeyenin Allah'ı kıyıcıdır
Saçlarından dökülüyor yıldız yıldız sırmalar Düştüğü yeri yakar da sırlarımı tırmalar Kör karanlık bir gecede cürm-ü meşhut dediler Gözlerinde saklanıyor beni ele vermeler
Yaslı doruklardan güler sağlarımıza kaçak Bir tılsımlı anahtardır bağlarımızda kaçak Tiksinirim siliklikten mıntıkama uğrama Bize kaçaklık yakışır dağlarımıza kaçak
Gel de bülbüller kıskansın gel de güller serpilsin Gel de ahrimanlar yansın gel de allar serpilsin Istıraplar diyarını baykuşlara hibe et Gel de Emekçiyi güldür gel de diller serpilsin.
Feryad-ı İsyanım bana ait bir şiir değil,benim de kendimi içinde bulduğum bir şiir ama şiir Emekçi'nin.Gerçek adı nedir ne değildir doğrusu ben de bilemiyorum.Bir kaç kez araştırdım nafile bulamadım.Bilen de varsa yazabilir.Kastettiğim Feryad_ı İsyanım'ın kısa ve başarılı bir özeti olması idi ki şiiriniz ,büyük şair olmakla büyük şiir yazılmaz,büyük şiir büyük şairi yazar.Kaldı ki bu konuda yeterince sıkıcı tartışmalar yapılmış.Ben deniz de şiirin kimsenin tekelinde,kontrolünde olmadığını ve bir bilen abinin denetiminden geçmesine bağlı olmadığını düşünenlerdenim.
Feryad-ı İsyanım bana ait bir şiir değil,benim de kendimi içinde bulduğum bir şiir ama şiir Emekçi'nin.Gerçek adı nedir ne değildir doğrusu ben de bilemiyorum.Bir kaç kez araştırdım nafile bulamadım.Bilen de varsa yazabilir.Kastettiğim Feryad_ı İsyanım'ın kısa ve başarılı bir özeti olması idi ki şiiriniz ,büyük şair olmakla büyük şiir yazılmaz,büyük şiir büyük şairi yazar.Kaldı ki bu konuda yeterince sıkıcı tartışmalar yapılmış.Ben deniz de şiirin kimsenin tekelinde,kontrolünde olmadığını ve bir bilen abinin denetiminden geçmesine bağlı olmadığını düşünenlerdenim.
Şiiri iki bölüm olarak okudum ben. Kendime pay biçtiğim yeri de sevdim. İnandırdın beni tekrar aşk a ama ramak kaldıı hala :)
isa’yım darağacında kızılkan yanıyorum ateşinde nemrut’un gül bahçesinde düşüyorum ibrahim gibi kibele’nin fillleri fiillerin ayaklarında un ufak eziliyorum
e-babil kuşlarının kanatlarında taş olup yağıyorum ebrehe ordusuna aşkı çığlık çığlık haykırıyorum çağırıyorum nazım gibi b a ğ ı r ı y o r u m …
Aşk gölgesi bile dağ gibi iken adımları çığlık çığlığa gelir her şeyin yaratılışında var olan o aşk zaman ve mekan dinlemezken, gölgemize bile hükmeder.
.......şiire duyduğun saygıyı çok iyi biliyorum ve şiir sancılarını...
işte sevgili zaman öyle geniş öylesine dar tayyı zaman tayyı mekân ışınlanıp düşlere ışıl ışıl gölgelere tüm gölgeler benim gölgelerin rengi yoktur sevgili-m
benim hepsi hepsi sen…
Şiir ve yorum mükemmeldi her i,ki ustayı A l k ı ş l ı y o r u m........ Yüreğin kalemin daim olsun üstadım Saygılar
işte sevgili zaman öyle geniş öylesine dar tayyı zaman tayyı mekân ışınlanıp düşlere ışıl ışıl gölgelere tüm gölgeler benim gölgelerin rengi yoktur sevgili-m
benim hepsi hepsi sen… ----------------------------- Keman sesinin o büyülü nağmelerinde şiiriniz; yorumuyla, içeriği ile, zarafetiyle mest etti doğrusu. Bulutlarda gezinmek işten bile değildi... Usta kalem, usta yorum, muhteşem keman sesi. Nefes kesti. Övgüye dair ne varsa kabul ediniz lütfen... Çok beğeni ve takdirlerimle efendim! KUTLUYORUM...
Işığın hiç sönmesin Güneşim ırmağın suları çağlasın hep... ..........harika bi deniz manzarasında tatilde iken Şiir güneş gibi ısıttı yüreğimi Denizin mavisi gibi doğdu gözbebeklerime yine kaleminizden beklenen güzellikte dolu dolu dizelerdi Ahmet bey ayrıca fona ve Deniz hanımada teşekkürler ...............Saygı ve Selam ile
işte sevgili zaman öyle geniş öylesine dar tayyı zaman tayyı mekân ışınlanıp düşlere ışıl ışıl gölgelere tüm gölgeler benim gölgelerin rengi yoktur sevgili-m
Aşk, zamanı ve mekanı aşan; ezelden ebede uzanan tek ve en temel olgudur esasen... beşerde tezahürüne bakıldığında, varlıktaki yansımaları gözlendiğinde öyle olduğu görülür... saf aşk tasavvuru algıladım bu kimi soyut, kimi somut, kimi antik, kimi uzak-yakın ve kimi evrensel imgelerle betimlenen anlatıda... Şiir nefis bir anlatıma, akıcılığa sahip...Özgün bir çalışma, sıkmayan, yormayan tarzıyla tekrar tekrar okutuyor kendini ve dinletiyor.... uyandırdığı merak ve verdiği estetik hazzın tarifini yapmakta aciz kalıyor insan... Teşekkürler kardeşim.... Selam ve saygı ile...
her dilde başka güzeldir aşk her dinde inanmak sana yağmurunda nisa-n’ın s-elinde sırılsıklamım elleri sımsıcak…
Hava ve ademden beri süre gelen binlerce yıldır tükenmeyen yazılan çizilen binlerce tarifi yapılan aşk... Türküsü bitmeyen dağları delenler aşk için.. çöllere düşenler...Şair aşkı bir gök kuşağının tüm renklerinde öylesine bir anlatmış ki gölgesi değil şiirin kendisi ulaştı yüreğime...Harika bir eserdi ciddi bir emekti her yönüyle şiirdi yürekten kutlarım değerli şair her daim saygımla...
aşk gölgesiz olmalı mı?... olmamalı mı ?..diye biraz düşünmeye sevk etti beni konu başlığı .. güneşin gölgesi yok mudur.. en büyük gölge Allah! o muhteşem gölge izler seni adım, adım, baksanki her neye görülür gölgesi
o kadar güzeldi ki aşkın tarifi.. turu sinada yaşanmış aşkın ateşi..ve o aşk ki eli nur içinde bırak mış..hele hira dağında yaşanan o aşk..hangi kula nasip olmuşki gölgesi ardındayken...
kalemin daim olsun..kalemi duygusu güzel arkadaşım...şiir sana sen şiire yakışıyorsun..saygılarımla
GÜLESEN SANCAR tarafından 4/28/2013 8:48:37 AM zamanında düzenlenmiştir.
gölgesi olmayan aşk, dünya var oldukça gönülleri doldura, sımsıcak duygularla gerçeklerde yaşayan aştır ki,bazen ilahi bazen beşeri olarak hep yaşamıştır. Bu manada kaleme alınmış ve çok güzel resimlenmiş aşkın yüceliği.nefis bir yorum şiiri daha bir anlamlı kılmakta. emek veren kalemlere teşekkür ederim.
Söylenecek bir kelime yok Bunca güzellik karşısında Aşkı (m.n.v) en samimi duygularla dile getiren dostum oldukça Yaşlar karşısında ağlamaya hazırım işte Vuracağım tam yerinden diyen incilerle şiir yazan Ahmet abi oldukça...
Eyvallah vuruldum gönlümün en acı yerinden Akşamın ve günün şiiri olarak gönül diyarımda tebrik ediyorum Biricik ve kadim dostum Ahmet hocam kıymetli abim sevgilerimle kal Allah'a emanet ol Sesi olan deniz hanım efendiyi de tebrik ediyorum eşlik ettiği için saygılarımla gidiyorum ağlayarak :'(
BİLEO. tarafından 4/29/2013 1:58:44 AM zamanında düzenlenmiştir.
''her dilde başka güzeldir aşk'' Her dilde anlatılan aynı duygudur aslında. Acıtsa da, kanatsa da, güldürse de aşk yeryüzünün her köşesinde, tarihin her bölümünde hep aynıdır işte. Zaman yolcuğu yaptıran dizelerin için tebrikler saygılar sevgiler örtmenim.
Sevgili sair zaten uzun zamandir calismalarini aşk uzerine yogunlastirmisti..
Her siirinde katmerleniyordu aşk, beraberinde de iştiyak..
Ve esasinda şair, benim anladigim kadariyla, resmi tamamlamanin meraminda.. tamamlamak icinde, her siirinde resmin butununu gormeye calisiyor.. ve istiyor ki, okuyan da gorsun benimle birlikte ve şahit olsun arkadaslar aşkın boylesine..
Ve finalinde tum rengini vermis şair, resimde de goruldugu uzere..
Hâsılı, basarili bir calisma ve uzerinde bir hayli emek harcanmis bir şiir..
işte sevgili zaman öyle geniş öylesine dar tayyı zaman tayyı mekân ışınlanıp düşlere ışıl ışıl gölgelere tüm gölgeler benim gölgelerin rengi yoktur sevgili-m
Fon müziği fon resmi yorumu ve içeriği ile harika bir şiir. Beğeniyle dinledim. Hepsi de birbirini öylesine güzel tamamlamış ki. Kutluyorum.Kaleminiz var olsun.Selamlar
gül peri tarafından 4/28/2013 12:13:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.