Aramıyoruz...
Kaç asırdan beri inler dururuz,
Derdimize derman aramıyoruz... “Koca karıları” dinler dururuz, Yaramızı düzgün saramıyoruz... Ruhbani tahakküm sağlandığından, Beynimiz bidatla dağlandığından, Elimiz-kolumuz bağlandığından, Mü’mince bir işe yaramıyoruz... Rabbim sıkı, sıkı tenbih ediyor, Kainata bak da, ibret al diyor. Canlar cahil gelip, cahil gidiyor, İnancı akılla karamıyoruz... Müşrikler binlerce hadis üretmiş, Sonra da keyfince bir din türetmiş. Yanlışlık kalplerde derin yer etmiş, Hurafe hattını yaramıyoruz... İslamın vebali, sevabı belli, Sorudan soruya, cevabı belli. Kulluğun kitabı, hesabı belli, Lakin kaynakları taramıyoruz... Şuursuz ibadet boşa talimdir, İslamın aslını örten zalimdir. Kimi eş-dost, kimi derin “alimdir”, Şeytanın başını yaramıyoruz... Diyar-ı İslamın hali perişan, Asrı saadetten yoktur bir nişan. Eli boş dönüyor, yollara düşen, Huzur-u Rahmana varamıyoruz... Yetişir ey Veli, bunca velvele, Kaç bitin var başta, bir söyle hele. İhlastan bir tarak alıp da ele, Kendi saçımızı taramıyoruz... Veli BOSTANCI |
Doğru söze ne denir ki, haklısınız.
Sorunlarımız ve çözümünü şiirinizde özetlemişsiniz. Okumak güzeldi.
Sağlıcakla...