Aşk Acısı İstanbul
İstanbul’u gurbette yaşamak
Uzakta,rüyada kaçamak Onu anlamak,yaşamak İstanbul’a sevdalı için Yaşamayan göremez Ne iki gözüyle nede gönül gözüyle Anlaşılmaz iki çift sözüyle Lal olur anlatamaz diliyle Kapılırsın büyüsüne Renklerine,süsüne Hayran olursun İstanbul’un Mest eden lehçesine Köle olasın gelir görsen efendisine Dalarsın maziye Yaşlı vapurların,arka köpüklerinde Bulursun kendini,dönen pervanelerinde Üfül,üfül bir serinlik Kız kulesinin,uçuşmayan eteklerinde Simitçi martıların,titrer yüreklerinde Galata köprüsü balıkçıları Arapsaçı olmuş oltaları Rızık ararken haliç’de Bulanık,derin suları Çekerler tesbih tesbih Yukarıya balıkları Yutkundukça uzaktan Boğazımda kalır kılçıkları Oltalar çekildikçe Batar yüreğime İğneleri,sancıları Tarihin gözüyle baktığımda Selam durur Hazerfan’ı uçuran galata Üsküdar,doğancılar parkına Fısıldaşır hisarlar İstanbul’un fethini Duyarsın hisarlardan atılan Okların,okçuların sesini Kulak ver galata köprüsüne Anlatır haliç’in zafer methini Boğazın şahididir ortaköy feneri İstanbul’u aydınlatır ahırkapı feneri Tarihle terkedilmiş balat’ta rum evleri Kilise çanlarıyla karışır ezan sesleri Gözlerim kapalı,yüreğimde yaşanır Aşk Acısı İstanbul Ezanlar okunur,eller açılır,Eyüp Sultanda Yankı yankı,çağrı çağrı her yanda Fatih’in sesi duyulur,dört nala surlarda Tarihin naraları,çığlık çığlık kulaklarda Nurtopları sırtlarda,mermiler kucaklarda Görmezmisin efendi Mehterle yürüyor askerler sokaklarda Böyle bir İstanbul nasıl yaşanır uzaklarda Zordur bilirim varoşlarda yaşamak Zordur kurtlar sofrasında var olmak Çiledir bir dilim ekmekle aç doymak Bile bile bağıra taş koymak Olurmu buna rağmen İstanbul’u soymak Sevdası var,aşk ile İstanbul’u yaşamak Ermesede muradına,patlasada suratına Yinede mutludur çocukları İstanbul’la sarılarak Çünkü bir aşktır bir sevdadır İstanbul’da,İstanbul Sirkeciden kalkar tren,halkalıda sona erer Yaşatırlar İstanbul’u,ara duraklar birer birer Balıkçılar boğazda umut arar ağlarda Dolmuşlar tükenir ömür törpüsü yollarda Yosmalar yorgun düşer,sıcak şevkatli kollarda Kimsesizler uyurlar kartonlarla sokaklarda Kimileri eğlenir kulüplerde barlarda Bir sarhoş ise rast makamıyla parklarda Şişede dibe vurmuş Gözü yün yatak banklarda Buna rağmen yaşanır İstanbul’da,İstanbul Neon ışıklı beyoğlu kalsada çok uzaklarda Kırmızı tramvayı geri döndü raylarda Gençlik görüntüyü bozsada kaykaylarda Böyle bir İstanbul yaşanmaz uzaklarda Ayrı kalmış aşkların bağıdır boğazköprüsü Bundandır İstanbul’a şiir yazma dürtüsü Kalmasada taş yapılardan botanik örtüsü Yinede muhteşemdir Yeditepeden görüntüsü Kafa şişirsede gündüzün gürültüsü Doyumsuz gecenin sessizliğe bürünüşü Yaşanmaz bu gece İstanbul buralarda Şimdi yaşamak,coşmak vardı oralarda Kapat gözlerini İstanbul yine rüyalarda İllede İstanbul İstanbul’da İstanbul Hasret kokan yürek yakan Aşk acısı İstanbul Şafak Özışıl (2010) |
..Sene sonra,
İlk kez girdim şehre.
O kadar geç kalmışım ki,
Ulubatlı dedi -Neredeydin..
Burçlar alabildiğine yıkılmış.
Artık toplara lüzum yok.
..Sene sonra giriyorum şehre,
Bağırışmalar yok geride..
İşte İstanbul,
Artık benimsin.
..Milyonda bir ben,
Senin esirinim.
Uzatsam elimi,
Kalem minarelere
Tepeler yokuşlar.
Defter önümde.
İstanbul ’u yazıyorum,
İstanbul ’u geziyorum.
İstanbul ’u görüyorum.
İstanbul ’lu oluyorum kısaca...
•Bizim için İstanbul büyülü bir şehir,tebrik ederim saygılarımla.