SANDIK
Hayallerimi sarıp sarmalayım kadife kaftanlara
Çeyiz sandığına koydum mahçup mahçup Bir gün belki mutluluğun eşiğine atarken adım Çıkarıp giyerim diye en mahrem gecelerde Ayaklarım çocuk misali olsa da heyecanlı Ruhum geç kalmışlığın çizgilerini taşıyor alnımda Sandığım açılmadan paslanmışken kilitleri Ben biçare zamansız mutluluklar peşinde Pişmanlık elbisem yapışmış bedenime Yırtmak istesem de çıkmıyor nafile Karanlık gecelerimde hayallerim lacivert Gökkuşağı çıkmış kirli gri Hazan mevsimin de cemre düşer mi hiç toprağa Kimbilir belki filizlenir sevdayla dallarım Kırağı düşer cılız zamansız açan papatyalarıma Utangaç çiçeklerim döker yapraklarını bir bir Bebek adımlarıyla yürürken ürkek sevdaya Uzat ellerini ve tut düşürme beni girdaplara Aynaya bakmasam görmeyeceğim yüzümde ki çizgileri Ama yinede gönül dargın, ruh yorgun ve ben… Pişmanlıklar bire bin veren zakkum misali İmbikten geçirip ruhuma akıtıyor zehrini Acılar kapıya gelmiş arsız dilenci ‘’Allah rızası için’’ mutluluk dileniyor utanmadan E.Ö.S 10.04.2013 |