KÖYÜMÜ ÖZLEDİM
Kaç aydır gurbet elde senden ayrı kaldım.
Hasretinden gece gündüz için için yandım, İçin için yanıpta karalar bağladım. Sana giden yolları geçitleri özledim… Gurbet ellerde hasretine yürek dayanmaz. Burnumda tütsede biçare olmaz. Buraların taşı toprağı yerini alamaz. Adını,şanını toprağını özledim… Burnumda tütersin gündüz gece, Gözlerim dolar eski günler aklıma gelince, Hasretini sineme yakıp çeke çeke, Bağını,bostanını,suyunu özledim.. Allah düşürmesin kimseyi gurbet ele, Acısı ölümden beter ilk gece, İliklerimdeki kanı emer gün geçtikçe, Dağını,tepeni,tozlu yollarını özledim… Babahasanı,Üçkuyu,Karaçalını, Osman Kocanda akan soğuk sularını, Özlerindeki selvi boylu kavak ağaçlarını, Eskibağlarındaki karaçalını özledim… Beliğin argaçtaki tongurdak sesini, Özlerindeki bal tatlısı meyvelerini, Tarla tarla nohut mercimeğini, Karaçalındaki alıcını özledim… Temmuz ayında altın sarısı başakları, Hüyüğün dibindeki bahçe bostanını, Güz aylarındaki yağmur,fırtınasını, Zemheride damını sıyırmayı özledim… Ocağın başındaki bulamaşının kokusunu, Karabaş koyunun peynir,yoğurdunu, Sıcaklık başa vurunca suyu ayranı, Düğünlerindeki halayını özledim… Bereket fışkıran buğday harmanını, Tarlalarındaki sap samanını, Düvenin üzerindeki kambur amcanı, Bozkırında sürüyü güden çobanını özledim… Sac üstünde kete,yağlı bazlamanı, Bahar aylarındaki yeşil madımağını Çiçirde yatan cümle ecdadını, Minareden okunan beş vakit ezanını özledim… Ozan Rıza senin yolunda deli divane, Gurbet yolları açılsın biçare, Bu yıl geçti kaldı gelecek yaza, Ana,baba,bacı,gardaşımı özledim… |
Kaç aydır gurbet elde senden ayrı kaldım.
Hasretinden gece gündüz için için yandım,
İçin için yanıpta karalar bağladım.
Sana giden yolları geçitleri özledim…
Gurbet ellerde hasretine yürek dayanmaz.
Burnumda tütsede biçare olmaz.
Buraların taşı toprağı yerini alamaz.
Adını,şanını toprağını özledim…
Burnumda tütersin gündüz gece,
Gözlerim dolar eski günler aklıma gelince,
Hasretini sineme yakıp çeke çeke,
Bağını,bostanını,suyunu özledim..
Allah düşürmesin kimseyi gurbet ele,
Acısı ölümden beter ilk gece,
İliklerimdeki kanı emer gün geçtikçe,
Dağını,tepeni,tozlu yollarını özledim…
Babahasanı,Üçkuyu,Karaçalını,
Osman Kocanda akan soğuk sularını,
Özlerindeki selvi boylu kavak ağaçlarını,
Eskibağlarındaki karaçalını özledim…
Beliğin argaçtaki tongurdak sesini,
Özlerindeki bal tatlısı meyvelerini,
Tarla tarla nohut mercimeğini,
Karaçalındaki alıcını özledim…
Temmuz ayında altın sarısı başakları,
Hüyüğün dibindeki bahçe bostanını,
Güz aylarındaki yağmur,fırtınasını,
Zemheride damını sıyırmayı özledim…
Ocağın başındaki bulamaşının kokusunu,
Karabaş koyunun peynir,yoğurdunu,
Sıcaklık başa vurunca suyu ayranı,
Düğünlerindeki halayını özledim…
Bereket fışkıran buğday harmanını,
Tarlalarındaki sap samanını,
Düvenin üzerindeki kambur amcanı,
Bozkırında sürüyü güden çobanını özledim…
Sac üstünde kete,yağlı bazlamanı,
Bahar aylarındaki yeşil madımağını
Çiçirde yatan cümle ecdadını,
Minareden okunan beş vakit ezanını özledim…
Ozan Rıza senin yolunda deli divane,
Gurbet yolları açılsın biçare,
Bu yıl geçti kaldı gelecek yaza,
Ana,baba,bacı,gardaşımı özledim…
Rıza Demir (Rıza DEMİR)
Köyünüzü güzel anlatmışmışsınız, ne de olsa insanın doğduğu yer baba yurdu,unutulmuyor tabiki, hasret böyle güzel dizeler yazdırıyor insana değerli şairimizi kutluyorum.Puanım tam.Yunus diyarından selamlar.