Ruh aşkın, gönül vuslatın, akıl mizan firkati yaşar!Merak, ilmin kapısı ve gedasıdır Akıl için şavktır, gönül için inşirahtır, dimağ sigasında vahadır Bilmek, anlamak, kavramak öğrenmek istidadıyla takvadır, hassasiyette hak vardır Anlamadan inanmak, kavramadan okumak, taklit üzere yaşamak gazaptır, irade bunun için asıl olan vakıadır Saflık ve miskinlik neye delalettir Aklın ve izanın emaneti, iradeyi esir etmek feryadıdır, ar-ı ayıptır İnsan olmak, hak ve hukukunu bilmekle orantılı olan sorumluluktur, cehalet hastalıktır Kul, kalbiyle barışık olmalı, ruhunun serencamında gazap bulunmamalı, sevdasıyla sürura ram olmak için çoşmalıdır Vicdanı ihsan ve inayet şevkle besler Arfin ilmi ve fenni sadakat içinde nar olan aşktır, züht içinde haşrolan vefadır Nefs terbiye edildikçe, hakikate ram eylendikçe ihtiyaçtır, azap etmek kime yakışır, cefadır Edep ne kadar naif bir ikram ve irfandır, iman adına şarttır, ihlas makamında en latif iltifattır, onsuz hak akla ziyandır Dert, kulun dahli olmadan sudur edendir Baht adına nekadar sarihtir, şek şüphe götürmeyen bir hakikattir Ve fakat aklın ve iradenin kasten dahil edilerek tercih edilmişse cefasıda nefse aittir Ruh ve kalp hakka vasıl olmak ve kulluk yapmak adana verilmiş zamandır, teslimiyet ve umut deva için vesiley-i lahzadır Mustafa CİLASUN |