Rengarenk açarsın yar, kara kışı yırtarak,
Bu bahar bir bambaşka rengin var kar çiçeğim.
Kat kat karlar altından boynunu uzatarak,
Ellerini Mevlaya açarsın kar çiçeğim.!

Kırk yıllık baharımsın kara kışımda saklı,
Binbir türlü çiçek var bu kul’un sende aklı.
Kırk yıl sürermi bir aşk yıllardır tumturaklı,
Bu sevdamın kaynağı pınarsın kar çiçeğim.!

İsmini hiç söylemem her seferde bir çiçek,
Adı ile ile seslenip hitap ettim bilerek.
Dilim, gülüm balım cano yarim diyerek,,
Bana bin çiçek tadı tattırdın kar çiçeğim.!

Yıllar yıllar peş peşe vefayla geçip gitti,
Sevdan hiç azalmadı kırk yıl ne çabuk geçti.
Saçlarıma kar yağdı elli bir bu gün bitti,
Her beş Nisan şafağı ettirdin kar çiçeğim.!

Ufak tefek kırgınlık olsada tamir ettik,
Bir kenara atmadık kin nefret hiç bilmedik.
Sen’i ben’i atarak biz olmayı becerdik.
Bu sevdanın bacasın tüttürdün kar çiçeğim.!

Dişi kuş yapar imiş erkeğin yuvasını,
Güven saygı sevgiyle ördük duvarlarını.
Sadakatle çevirdik aşk’ın kenarlarını,
Bu kul’u muradına erdirdin kar çiçeğim.!

Yürekten eksilmedi sevdamızın yemini
O ikrarımız verdi aşkımıza demini.
Hala ilk günkü gibi sapa sağlam zemini,
Nazar değmesin sana sevdirdin kar çiçeğim.!

Daha çok sürer bu aşk çok yıllar eskiterek,
Severek sevilerek Kadir kıymet bilerek.
Öteki dünyamızı cennet mekân ederek,
O cennetin yolunu buldurdun kar çiçeğim.!

TİRYAKİ kul küslükte uzattı zeytin dalı,
Her şey dört dörtlük değil bilinmez dünya halı.
Helal eğle hakkını ağırdır yar vebalı,
Bu kulâ hakkın helal ettirdin kar çiçeğim.!

05.04.2013
00.00
İstanbul