KARTANESİ VE ÇİMENCanım benim, seni satırlara kazımadan önce seni daha iyi tanımalı, en yakınında olmalı, ve sana daha zengin ve daha kelebekli şiirler yazmak isterdim. Bir an, gözlerini gözlerimin önüne getirince tüm güzelliğinle yüreğime adeta sevgi sözcükleri pompaladın. Sen çok değerliydin bende, ve seni anlatmanın yollarını aradım günlerce. Çok sürmeden döküldü dilimden bin bir hece. Bembeyaz bir kar tanesi düşer ya, hiç beklemediğin anda dağa, tepeye, şehre, kasabaya, sende o bembeyaz kar misali düştün yakınıma. Sende o kar tanesi gibi şeffaf, doğal ve huzur doluydun. Sen karı, gözlerin ise çimeni andırırdı, ve bir prenses gibi asildi bakışların. Sanki gözlerine dalan sürüklenecek başka dünyalarda kendini hissedecekti. Sen gülerken karşındaki seni hayranlıkla izlerdi, dedim ya sen farklıydın. Sen bazen, gökyüzünden kar tanesi gibi süzülür düşer, bazen ise, yeryüzünde çiçek olarak açan aşina bir güzelliktin. Yeryüzü seninle güzelleşirdi, çünkü varlığın bir nevi bayramdı, şu eski hiç bitmesini istemediğimiz bayramlardan... Senin yüzünde, herkezden ve her şeyden uzak ölü bir denizin kıyısında oturup, bir yandan martıları seyredip bir yandan da iki tek atıp hayallere dalan adamın bile yaşayamadığı huzuru bulurdum. Bir gülüşün, bin öpüşündü sanki. ilk defa gözlerim birini bu derece kırmızı bültenle arar oldu. İlk defa kalbim dört bir yandan oklara hedef oldu. Kalbim yoğun bakımda sen ol onun yanında!.. Gözlerimle seni arıyorum, unutma kar tanem çimen gözlüm biriciğim seni çok seviyorum! Caner KARAGİL |