Gönül huzuru ile taat yapamıyordu
Arıyordu bir çare Veli İbrahim Ethem
Nefsin tasallutundan zinhar kopamıyordu
Yalvarıyordu yâre Veli İbrahim Ethem
Bunaldı sessiz, sakin, temiz bir yer aradı
Bilmeceyi çözecek nurlu seher aradı…


Mescidi Aksa ona gönülden kucak açtı
Görevlilerden gizli saklandı bir köşeye
Gece geldi yaşlı zat etrafa feyiz saçtı
Kırk derviş arkasında büründüler neşeye
İki rekâtlık Namaz kıldılar huşu ile
Derin tefekkürlere daldılar huşu ile…


Dediler aramızda yabancı birisi var
Evet dedi mihraptan gülerekten yaşlı zat
O İbrahim bin Ethem huzurdan kalmış naçar
Derman sorar tabipten her saniye her saat
İbrahim ethem dedi nedendir bu hal bende?
Derdimi bilen tabip söyle dermanım sende…


Filan zaman Basra’dan hurma satın almıştın
Vaki yere düşmüştü içinden bir tanesi
Velhasıl o düşeni benim diye bilmiştin
İşte bu olay oldu derdinin bahanesi
Budan ibadetlerin sana tatsız geliyor
Kırk gündür yüreğini o tatsızlık deliyor…


Ertesi gün koşarak gitti İbrahim Ethem
Helalliğin diledi hurma satan o zattan
Buradan çıkan sonuç hakkın azıda ehem
Bir daha ayrılmadı çok güzel kanaatten.
Rabbim hiçbir mümini kul hakkıyla öldürme
Ölene de yardım et nefsi ona güldürme…



Salih Yıldız…27.03.2013




.