SEVRİN SAKLI BAHÇESİNDE
Bir kaçışın öyküsü müydü?
Gece yürüyüşü mü yoksa Kalbinde heyecan Vücudunda yanan kor ateşle Kâfirler peşindeydi Nereye gideceğini Hangi yola gireceğini bilmeden Bir kaçışın mı yoksa Miladın öyküsü müydü bu Gecenin karanlığında Hızlı adımlarla Duyulmasın diye nefes bile almadan Titreyen kalp Durma noktasında bir beyinle İzleri belli olmasın diye Sağlam basılmayan yer Ayla birlikte takip edilen yön Bir diriliş öyküsüydü bu Karanlığa gizlenen Zamanın yönünü değiştiren Yorulmuşlardı Takatleri kalmamıştı Peygamber ve can arkadaşı Tırmandı Sevr’e Gizlendiler bir kuytuya Beklediler azametle Gelişini karanlık yüzlülerin Ebu Bekir korktu Peygamber teselli etti Ve Allah onlarla birlikteydi Korudu, kolladı, sakladı Bir güvercinin yumurtasına Bir örümceğin ağına Sakladı iki kayanın arasına Korudu, korkularını sınadı Hakka yönelişi gördü Rahmetini yoldaş etti Abdullah getirdi haberleri Amir b. Füheyre koyunlarından süt verdi Doyurdu Yaradan Bir dağın tepesinde Küçük bir inde Geldiler ama göremediler Aradılar ama bulamadılar Eğilselerdi göreceklerdi, dedi Ebu Bekir. Eğildiler ama göremediler Hevesleri yarım kaldı Düğüm oldu boğazlarında Alamadılar yüz deveyi Heybetiyle korudu Sadakatiyle dimdik durdu Çıkılamayan yollarıyla Geçit vermeyen kayalarıyla Haşmetle bakan duruşuyla O bir dağdı Yaratılanı bağrında sakladı Feraha çıktı peygamber Feraha çıktı Ebubekir ve müminler Bir dağ der geçersin İçinde neler gizli bilmezsin Mim Meyra |
Sizi ve manevi duyguların paylaşıldığı bu güzel eserinizi yürekten kuıtluyorum.
Selamalr, saygılarımla.