YABAN BAĞIN LÂLESİSen miydin, hayâlin miydi Varken yanımda Kim demiş hab- ı Ummanlara daldığımı? Başımı cama dayayıp Saklayıp senden yüzümü Pertavsız dev bir aynada Görmek varken İçimdeki senin, sahici varlığını... Ne vaat ettiğin omuz münhâl Nalânıma habıma? Ne de, hasbıhâlin kâfi idi Bir nebzelik vuslatıma Bir yanı dolu varakın Boş yanını kucağıma Çevirirken suâl ettin Gizli kasıt hicâbıma Suâline suâle, yetmedi mecâlim Biliyorum deyiverdim Kaçış idi ikrârıma... Sen miydin, hayâlin mi, vardı yanımda Yoksa ben mi dalmış idim Gani hayâl deryasına? Altımızda uçar iken Rüzgârın yelelisi Fark ettim ki; yanımdaki, `yaban bağın lâlesi` Yaprağı ara, sıra değer iken dizime Başım diken üstünde, içimde feryat Çoktan ardımda kalmıştı Altımızdaki kır at... Hâl böyleyken çeşm- i siyah, zülf- ü siyahım Haram olmaz mı idi ki Dideye mevt- i habım? Tut ki hayâlin Tut ki sen Varken yanımda? Kim demiş hab- ı Ummanlara daldığımı? Pertavsız dev bir aynada Görmek varken Tin-imle ünsiyet eden İçimdeki senin, sahici varlığını... Sultan Yürük NOT: Yeni kuşak gençlerimiz için, açıklama yapmaya ihtiyaç duydum. Aslında benim dömemimde de pek kullanılan kelimeler değillerdi. Klasik sanat müziğini çok sevdiğimden, mânâları birleştirerek çözüp ezberlemiştim. Dide; göz Pertavsız; büyüteç Tin; Ruh Hab; uyku Nalân; Ağlamak Mevt-i habım; ölüm uykusu. Tin-imle ünsiyet eden; Rûhuma, gönlüme ahbaplık eden. Çeşmi siyahım, zülfü siyahım; gözleri ve saçları siyahım... |