SON DİLEK
İdama mahkum etseler beni,
Son dileğimi sorsalar hani, Ben “yok” derdim. Yüreğim senin adını söylerdi. Garibim bilemez ki gelmeyeceğini, “Duymayın” derdim. Hani olmaz ya, Dinleyecekleri tuttu, bir garip yüreği. Koydular, kara zindana bizi. Kızardım, bağırırdım, Bir tokat atardım, hatta. “Hadsiz bir tutamadın çeneni.” Ağlardı belki sessiz sessiz, Ya da bağıra çağıra… Gardiyan gelirdi, sopasını demirlere sürterdi, Tıkır tıkır sesleri demirlerin, “Kapayın ikiniz de çenenizi, başım şişti, sokun kafanıza, o gelmeyecek,” derdi. Uzaklaşırdı, yankılı kahkahalarıyla. Ardından derin bir sessizlik belirirdi. İpe çamaşır asar gibi, Sallanırken, salıncak misali, Yüreğim kuş olup, uçsa, Arkasından ben Son nefesimde, son son dileğimi, Fısıldasam kuruyan dudaklarımla. Söylesem, son selamımı. Yüreğin kanatlarında sen, Tutsan ellerimden, alsan yanına, Götürsen son rüzgarla. Giderken, güleriz, Arkamızdan kalanlara, Yankılı kahkahalarla… |