Hassas Terazi
Yangından mal kaçırır, derdi kendi nefesi
Bu ses yabancı değil, başında kimin fesi? Zor günde belli olur, dostun düşmanın hası Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan? Fikriyata bakarım, ben anlamam kavuktan / İsterim kara günler, güneşte kurutulsun Yaslı yaşlı gönüller, sevinsin de kurtulsun Şaşmaz terazi ile, her icraat tartılsın Bu ne biçim gidişat, içim dondu soğuktan ?! Fikriyata bakarım, ben anlamam kavuktan / Sele verdik harmanı, kağnı kaldı bayırda Yaz boz tahtası mıdır, öküz öldü çayırda Hiç bir şeyde gözüm yok, sen neslimi kayır da Bin bir umut beklerken, ayı çıktı kovuktan Fikriyata bakarım, ben anlamam kavuktan / Doğum yaptıran ebe, çocuğu aldı kaçtı Bu işe sabıkalı hırsızlar bile şaştı Hak, hukuk, görev, sınır, birbirine karıştı Biz ayranı beklerken, çamur çıktı yayıktan Fikriyata bakarım, ben anlamam kavuktan / İstemem gül bahçede, faydasız ayrık otu Kendini taşıyamaz, neyleyim koşmaz atı Gündelik safahatı, terk eyledik rahatı Dün doğruyu haykırıp, bu gün dönen cayıktan Fikriyata bakarım, ben anlamam kavuktan / Ali Rıza Malkoç 10/06/2008 Bursa |