OYSA BİR MAHSUM ÇOCUKTU YAŞAMAK :
belirsiz yarınları saklıyorsa gözlerim
içerimden tutuşsam yansam da ne gelir elden ? zehir zembelek şu dünyanın yalncı sabahına uyanınca cennatten koparılmış bir gül gibi kuruyup ve kayboluyorsa eyer! herkes her gün / ya da her sabah etrafına bakmalı ! soyu tükenmekte olan / varsa eyer / koruma altına alınmalı insan havanın gözyaşları yağmur güneşin altın saçları ışıklar susar bütün hikayelerin ruhuh gider geride sen kalırsın ozaman mizan kurulurda eline iki kitap alırsın gözlerimi kapatığımda bir gül gördüm üzerinde bir damla / gözyaşı gibi berrak yağmurdan arta kalan / su aşk bir ömürboyu sürerdi oysa bizim oralarda ve kadın kaybolduğunda erkeğin kabuğunda matem tutuyor ardından her kimin ! insan ! günahsız doğduğunda ! hadi kızalım vakit geçiren suskunluklara neyi anladık biz neyi anlamadık ki bu günekadar zaten ? tanınmamış karanlıklara düşesin sen zulüm! ay suya yansımıyor artık / güneşten yakıcı olmuşsa surat farzet ki dışarıda yangın var / sen içeridesin / ne yazar olsa da hayat ? acımasızlığını çakmışsa alnına bir defa mıh ile namert kalbini söküpte alsanda eline artık nafile herkes kendi kaderini yazıyor / ama rahat /ama çile / herşeyi bile bile yeter artık / kızmayalım sokakların fahişesine kaldırımlar zaten simsiyah deyil mi ? mum ışığında ziyan / farkedilmez uzaktan kimsenin haberi yok mu ? sanki entrikadan tuzaktan ey gölgesinden korkarak yürüyen akıl göğsünde daralınca bir gün ruhun düşecek dünya ile nikahın / sen kimsesiz / ben kimsesiz ilk nefesin ve en sonun ziyan edilmiş güller / ziyan günler / ziyan ömürler göz göre göre tuzak / bazen yakın / bazen uzak oysa mahsum bir bebekti yaşamak / cennetin kokusuyla! bir düştü / bir daha düştü / ruhu aç bedeni doymaz okunmuş tüm ayetlere karşı / inkar ! ve inat ilşti tersine döndürsen zamanı ya da ilk evveline gitse hayat kut kuzuyla dost olurmuydu acaba yürekler yangınına nasırlaşmış / bomboş dolaşır kalpler ey hat ? |