Nilüfer'ler konuşursa ve Erguvanlar
Korkak
kırılgan meyus ürkek dokunuşlar ürpertiler içimiz hoplasa da hoplamasa da kalır ki izi neme lazım der çekerdik freni içimize ihtimaller silsilesinde biz ikimiz bir yarım adanın gibi koyları saklı iki ayrı kolları sanki bir nehrin olsak da tek bedende tek yürek ne var ki ürkek aynı sokağın sokak lambası bir uçtan bir uca keder sillesi birbirimizin çatısına yağan yağmurduk gözlerimize jale ah bu aşk görüyorsun ya geldik ne hale off off off ay ay ay akşam olunca aralarında sohbet ederler miydi Nilüfer’ler Erguvan’lar belki mine çiçekleri bakışlarıyla mavi seni ne çok beklediğimden konuşsalardı bizden de kırıklıklarından hayallerimizin şairlerden de bahsederlerdi belki ve "önde zeytin ağaçları arakasında yar" ve bereketli bahçelerinden Mandalinaların muhteşem Bodrum akşamlarımdan sadece bu kadar mı asla olamazdı bu kadar tek bir ömre sığmazdı yaşananlar o heyecanlar ah yaz sarhoşluğuyla va aşk vurgunu sersem sepelek yaşadıklarımız bir yana ya düşlerimiz düşlediklerimiz bütün gün kulak kesilmişlerdi Allah bilir dudakları kıpır kıpır kalpleri küt küt atarken yollarını beklediğimiz sevgililerimiz analarımız olsun babalarımız olsun en çok da ne var ki "önde zeytin ağaçları arkasında yar seni kara bir bıçak gibi sineme sapladılar" yaz gecelerinin lacivert göğünden el sallarlar sevgililer kederli ay ışıltısıyla adını anmadan yanarken yürek dinmezdi kıpırtısı cehennem ateşine giden yolun ucunda tövbe kapısı korkusu yakan yanmaksa korkaktık kırılgan ürkek bir ürperiştik yarin dudağında Yüksel Nimet Apel 9/Şubat/2013/Cumartesi/Ankara |
bu şarkı kadar dokunaklı şiirin..
sevgilerimle nimet teyzem..