ALLAH'IM AFFET
,
Ben faniyim yoktum var ettin beni yarattın, Bense dünya da kendimi bir şey sandım, Şeytanının ve nefsimin uhdelerine kandım, Affet Allah’ım sana el açtım tövbemi yaptım. Bunca zaman yaşadım çok hatalar yaptım, Çizdiğin mukaddes yoldan bilmeden çıktım, Her günümde seni unutup kendimi ateşe attım, Affet Allah’ ım bunca yaşamında hatalar yaptım. Yaşam hanesinde iyilikler kötülükler yan yana, Bense düşünmeden nefsimi öne attım ilk plana, Hiç düşünmedim, dışa attım el âmânla üryana, Affet Allah’ım düşünemedim kapıldım dünyana, Vicdanımda rahatım yok, pişmanlık desen çok, Senin yolundan başka gidilecek başka yol yok, Günah yükünü yüklemişim taşıyan hamal yok, Affet Allah’ım bunca yaptıklarımdan pişmanım çok.. Allah’ım sen affetmezsen gidecek yerim mi var. Fani olan yalan dünya mümin olanlara oluyor dar, İlahi şefkatinle günahkâr ruhumu merhametinle sar, Affet Allah’ım müşkül olan bu halimden beni kurtar, Sen yarattım âlemi, kimsesizlerin bilen kimisin, Bütün âlemi iyi bilir hepsine yaratır hükmedersin, Bütün yaratılanlar hata eder sen bunu iyi bilirsin, Affet Allah’ım mağfiret sende Hâkim-i Mutlak sensin, Yaratan âlemi yön verensin, kaderi yazan sensin, Volkanlarla kükreyen, fırtınalarla esen sonsuz yelsin, Âlem-i Kâinatı hükmedensin, her daim ümit verensin, Affet Allah’ım mağfiretinle, söyle bu garip ne etsin. Bunca zaman yaşadım, artık yaklaştı âlemden göçüm, Şeytan ve nefsimle ruhuma verdim, çekilmez zulüm Her şeyi yaşadım ben, çok günahlara batan bir kulum, Affet Allah’ım yolculuğa başlamadan gelmeden ölüm, Bu âlemden gidiş değil bende olarak başlayan bitiş Yoldan sapmak yok bu gidiş İlahi Hakka doğru gidiş Bunca halimden pişman affına sığındım sana kaldı iş Affet Allah’ım senin rahmetinden başka yere yok gidiş. Bende emanet bir canım var onu sana vereyim Rahmetine sığınıyorum tövbemle kurtuluşa ereyim Merhametine sığınan günahlar içinde biçareyim Affet Allah’ım affet beni çaresizlik içinde olan biriyim. |
Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Günahı terketmek tövbe etmekten daha kolaydır."[1]
Ancak insan günaha bulaşırsa Allah'ın rahmetinden ümit kesmemelidir. Zira Allah'a doğru seyr ve sülûk etme ve nefsi ıslah etmenin yolu hiç bir zaman kapalı olmaz. Aksine, Allahu Teâlâ günahkârlar için tövbe ve dönüş yolunu açmış ve onlardan; kendisine dönmelerini ve tövbe suyuyla nefislerini, günahların pislik ve kirlerinden yıkamalarını istemiştir.
Allahu Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "De ki: Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere (nefislerine uyarak) ölçüyü taşıran kullarım, Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir."[2]
Yine buyuruyor ki: "Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz, rahmeti kendi üzerine yazdı (farz kıldı)ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse kuşku yok ki, bağışlayandır, esirgeyendir."[3]