+ () +
Sabahtı
çok sabahtı çok Ankara’ydı soğuktu,ayazdı haliyle yorganımla savaşımı ben kazanmıştım Vahdettin tavrıyla kaçmıştı kemalizm kokan yatağımdan yerdeydi yorgundu hasta bir adamdı.. buğulu odamın camlarını açtım anason hazırmış,kaçmaya ve hazırmış oksijen girmeye, odamın bütün köşelerine ingilizlerin sömürmesi kadar doğaldı belliydi sonuç bir ingiliz soylusu olan oksijen 3.dünya ülkesi,sınıf bilincinden yoksun ayakta duramayan anasonu yenmişti savaş bahaneydi savaş bahane olmaya devam ediyordu 21.yüzyılda sudan sebeplerle ölüyor insancıklar hala çay bardakları düşen son kalesiydi anasonun son çığlık son sondu bitti.. ve sigaramın külleri sigaramın izmaritleri sigaramın ağzımdaki berbat hali sigaramın 4.hali sigaramın 3 halini öğrettiler sizlere sıralarında okulun okulunda ülkemin ülkemde bide bir Orhan Veli gördüm külümün tablasında yarım bir izmarit boynundan bastırmışım boynu bükük yarım bir Orhan Veli gibi epiyce yaklaşmışım izmarite uzun uzun baktım uzun uzun baktı bana izmarit olan Orhan Veli yine duygulu yine mahzun yine alelade bağlamış boyun bağını yaklaştım epiyce duymaktayım bi şeyler senden miras orhan abi bize anlatamamak ben de duydum fakat anlatamıyorum kırık bir koltuğum var bi de kırılmış olmasıda bir ihtimal sonuç olarak tam değil bu kesin bu çok bu kesin bu çok kesin yanımda bir sehpa camdan bir sehpa neresinden bakarsan bak altını görürsün o kadar modern o kadar şeffaf bir sehpa ahh benim güzel sehpam üstünde Tutunamayanlar içinde Turgut içinde Selim Olric’de var elbet yeni yetme tekne kazıntılarına kırkından sonra azanların teknesindeki kazıntı kırıntılarına rağmen halen var Olric her şeyiyle var hemde iyi ki var sehpam ama sehpamdan önce iyi ki var Oğuz Atay.. üstünde: yırtılmış mektuplar,resimler yazılmış ve yollanmaya cesaret edilememiş anti-edebi satırlar var kırık olan koltuğumun üstünde ve sehpamın tam yanında.. oksijen kaybetmiş zihnimde anasonun zafer çığlıklarıyla sallanıyor başım kafam düşüncelerim.. bundan ötürü hatırlamakta zorlanıyorum kime yazdığımı kiminle çekilmiş fotoğraflarımı niye yırtdığımı kimle yırtdığımı nasıl yırtdığımı korkuyorum yırtılmış fotoğraf parçalarını almaya elime ikinci kez korkuyorum hayatda birincisi dün gece intihar etdi korkudan bunu hatırlıyorum bak intihar eden bir şeyler vardı dün gece yoksa bu darağacı ne gezer odamda zaten hep düşünmüşümdür darağacı ne gezer dünyada birden aklıma bir dize gelir ’meyva vermeyen tek ağaçtır darağacı’ ne duruyorsunuz taşlasanıza , iran rejimi hayranları meyva vermeyen bu ağacı sessiz çoğunluk duruyor karşımda sessiz olduklarından çoklar umarım farkındadırlar.. bir yüz görünüyor aynamda bakan ben olduğum halde benim yüzüm değil yansıyan aynaya yırtık fotoğrafların tam hallerindeyken içinde yer alan kişi dişi ağrım sancım pişmanlığım bütün bu hallerim cana geliyor ve bu yüzde buluşuyor aynamda.. ağlamışımdır ağlamıştır ağlamışızdır kesin bağırmışızdır hatda komşular ısı yalıtımından yoksun büyük İstanbul depreminin yapımcısı henüz meşhur olmamış mütahidin elinden çıkmış binanın içinde bulunan evimin duvarlarına vurmuşlardır susmamız için Pavlov’dan beri uyarıcılara açık bu sistemin evlatları susmuşuzdur kesin.. başlamışızdır yırtmaya sessizce hakaret etmeye ve pişman olmaya başlamışızdır.. sonunda vurmuştur kapıyı atmıştır çok sevdiğim sıkça uğradığım bir yol üstü lokantası olan vücudunu sokaklara yalnızımdır Adem’le Havva’dan sonra en yalnızımdır en sessisizimdir ve en ses’imdir susan.. Şimdi mavi öldü her yer gri her yer sisli herkes yalnız bi çay koydum , unutmaya demledim çay iyidir ,yalnızlık kadar h.k |
Filiz Şahin. tarafından 2/3/2013 1:43:04 PM zamanında düzenlenmiştir.