seslerin içinden geçiyorum önce ağlamışımdır herkes gibi ben de yakmıştır oksijen boğazımı dünyaya ilk gelende açar açmaz ağzımı!
seslerin içinden geçiyorum kardeşime ninni söylüyor annem varlığımın nedeni canım annem, bir tanem ’uyusun da büyüsün niiiiiinni tıpış tıpış yürüsün niiiinni eee, eee, eee benim güzel yavruuuum ninni’
seslerin içinden geçiyorum çatal - kaşık sesleri aynı sofrada aynı tastan, üflenip, tahta kaşıkla yenilip içilen çorba, bağdaş kurup oturanlar hepsi aynı aile aynı ana babadan, kış günü dışarısı kar ayaz, soframızda acılı, sımsıcak buğusu tüten tarhana...
seslerin içinden geçiyorum tahra, balta, nacak çalı çırpı, çıralı kütük meşe odunu, kök kesileni topla kucak kucak götür sobaya dök pup pup pup pup yansın gürül gürül, üstüne koy bakır ibriği yanına çinko demlik cısıl cısıl cısılasın, kurunun yanında yaş odunlar tısılasın...
seslerin içinden geçiyorum minarede ezan okunuyor, möööööö! diyor koca öküz oturduğumuz evin altında, çan sesleri geliyor geçiyor yoldan bir sürü kepenek altında bir çoban, ardından yükseliyor toz ile bulut duman duman hatıralar ayrı ayrı yollardan...
seslerin içinden geçiyorum sert bir rüzgâr esiyor; vvvuuuuu/vuuuu soğuk camda buz kesiyor, yağmurla karışık dolu düşüyor camlara yaylada köy evleri çatısı düz, toprak damlara...
seslerin içinden geçiyorum damlara çıkmış çocuklar, topaç çeviriyorlar şebek döndürüyorlar, kırbaçlar şaklıyor şebeğin sırtına dolanıyor ip vurdukça dağılıyor ucu ipin bir düğüm daha atıyorum, kim daha uzun çevirecek hangisi önce devrilecek; hüznümle garip garip aralarında yarışıyor çocuklar...
seslerin içinden geçiyorum dere boyu şırıl şırıl vırak vırak kurbağalar sazlıklarda su kuşları ördek, kaz, karameke bir tüfek patlıyor aniden avcıdır benim gibi can yakan yankılanıyor dağlar suya karışıyor kuş tüyü ve kan; yuvada yalnızlık kim sevinir akşama hagi kuş yuvasında ağlar?
sesler sessizlik oluyor birden haydi arkadaşlar başlayalım kaldığımız yerden oyuna devam biraz da uzuneşek ardından birdirbir çelik çomak, seksek misket kim bilir; bilen üter herkesi tek tek?
seslerin içinden geçiyorum mazide unutulmuş masallar yaşlanmış, büyümüş yeni şenliklere karışmışız, tanımadığımız, bilmediğimiz yepyeni dostlar bir arada sağlığımızın şerefine şerefe çın çın kadehler...
seslerin içinden geçiyorum türküleniyor hayat bitmiyor derdi çilesi, berrak pınarlarca temiz sevdalara karışıp alkış tutuyor ellerimiz hasret, sevda, kahramanlık türküleri gövel ördek, telli turna çınlıyor kulaklarımda kimler gelip geçmiş ’baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş’ her can fani meğer, yaşamaya ömür, dünya görmeye güzellikler güzel insanlar için uğrunda ölmeye değer...
sesler sesi çağrıştırıyor koskoca bir ömür sessizliğin içinde bağrış çığrış duruyor...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SESLERİN İÇİNDEN GEÇİYORUM... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SESLERİN İÇİNDEN GEÇİYORUM... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
’baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş’ her can fani meğer, yaşamaya ömür, dünya görmeye güzellikler güzel insanlar için uğrunda ölmeye değer... ************************************ Bırakabildiğimiz hoş sedalarca sesimiz baki kalacaktır kubbede. Tüm seslere kulaklar tıkandığında... Encamımız hayır ola... Çok çok beğenilerimi bırakıyorum hocam. Yaşamın kısa blançosuydu sanki. İyi dileklerimle hep, esen kalınız!...
Seslerin içinden geçerken bizide geçirdiniz. Önce çocukluğuma gittim, sonra köyüme derken birden zamanın nasıl hızlı akıp gittiğine tanık oldum... Bu yolculuk için teşekkür ederim.
seslerin içinden geçiyorum çatal - kaşık sesleri aynı sofrada aynı tastan, üflenip, tahta kaşıkla yenilip içilen çorba, bağdaş kurup oturanlar hepsi aynı aile aynı ana babadan, kış günü dışarısı kar ayaz, soframızda acılı, sımsıcak buğusu tüten tarhana...
Tebrikler Şaban Bey.