Eylül Yıkanır Dalgalarda
EYLÜL YIKANIR DALGALARDA
Gözlerindir sığınağım. Kana karışmış gözyaşı içinde gözyaşından söz damlıyor gizlice düşüncenin engin okyanuslarında. Çürümüş gökyüzü arzın yüzünden ne salgılar sunar zehir içinde. Arınmış yanımda bir gülümseme bürünmüş yalnızlığıma emzirir aydınlığı soluyup bir batında acıyı. Kurudu gülüşlerle mutluluk öfkeleri yatışmış gözyaşlarında. Sonsuz sona merhaba dedim. Bir tutunacak dal kalmışsa insanlığından iyiliklere liman ararım. Dişi yıldazlar kayıyor güneşe gökyüzünde ayın yolculuğu tek başına okyanuslarda yıkıyor yıldızları iz bırakıyor ardından sonsuzluk sonbahar düşüyor bakışlarına. Yıllanmış şarkılar üzerine bir kalecik karası bir yaz esintisi eylüle damıtılımış. Hangi sözün dip akıntısından karaya vurdu öpüşürken sevdalar. Dalgalarda boğulmuş takaların sesleri yankılanır. Ahtapotun kolları uzanır rüyalarına yengeç kıskacında kalır istiridye. Gölgeler çekilir sessizce yosun bağlamış çürük yeşille. Kıyılar tükenir bu yolculukta rüyalar eskir anlatıldıkça yüzümüze kapanır bir eylül sonu bir eylül sonu yaşanır son aşklar yazdan kalma. Hani tanığı yoktu rüyalarımın ıslanmış kirpik uçlarında asılı yarı çıplak sevdalar yasaklı. Can çekişir sözler dudaklarda Yarı baygın gölgeler serilmiş ılık sularda boğulmak üzere. Gene kıyıya vuracak birazdan içindeki sır dalgalarla bir fısıltıya dönüp bir yel olur hafif uçarı. Sırası gelmişken yarına katledilen geceden kalma uykuların. Bir eylül yıkanır arsızlığında dalgaların. Ahmet Canbaba |
sonsuzluk!
tebrik ederim...