Sarı Mustafa'mŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ruhun şad Olsun Garip İnsan...
Dün akşam dost elinden acı bir haber aldım
Duydum sarı Mustafa’m kalbine yenik düşmüş Gözümden boşaldı yaş dönüp maziye daldım Yaşanan bunca çile meğer bir anlık düşmüş Musa dayı ölünce küçükten yetim kaldı Ufacık bedeninde bin badire atlattı Anası Mustafayı koyuna çona saldı Devasa bozkırlarda sürüleri otlattı Nasır tutmuş bir çift el okşamadı başını Başka çocuklar gibi olmadı hiç hayali Ara sıra kuytuda silerdi göz yaşını Gören gözler önünde ayan beyandı hali Soludukça ızdırap çekerdi hep içine Eller gülüp oynardı eğerdi o başını Daha on sekizinde karlar düştü saçına Bugün yarın diyerek erteledi düşünü Ne kış ne yaz demeden koşardı işten işe Dağlardı onun yurdu bilmezdi yatak yorgan Bırakmadı bir tek pul ne çocuğa ne eşe Ondan geriye kalan bir tane yağlı urgan Bazı zaman coşardı bazı zaman dururdu Kırk dereden su alan göldü sarı Mustafa’m Ara sıra dolardı ara sıra kururdu Garip doğdu gariban öldü sarı Mustafa’m 28.01.2013 Kütahya |