kıskançlığın düellosu..
aşk_ı beşeri de
kıskançlığın düellosu dar günün kapılarını çal(a)mazsa.. asmasını bekleyemezsin sancılarından ezan okunuyor salat getirsene başta niye demedin bana kurudut sefa içinde kurt/arar/sana suyunu delikanlı dediğin dama cıkar bardak kırar şaşe reflor benim hap ben anca onu yıkarım dermanın şişesini kır/arım kırarsın ağaca asarak aşk_ı ilahi de şemsten daha çok sev beni zehrek sadırlarından darbe yedin hiç aşağılar mı kendini apaşikar insan kafesss iç inşirahını sınsın üzerine ferahlık serap helvasını şerbetin içmişliğine katarak keyflen keyfin humusunda amenna resulüm senin yıktım kalelerimi deriz beyhude titrekşimler ederiz. dostumun dostu benim ailem kemdim olabilme ihtimalini üşeniyorum recim ettim kendi kalelerimi muharrem ayında lil havaris ağlamasın başımda dabula tekzibinde fare iner şehirlerime ben de beni alanların içindeyim uyanık unutmak için yaratıldı ma/halle(m)acı hawaar... kendimim.. ezîm keda helal du bar ser pîştamın yek jî hüda ra cefa yek jî bavé mınra çev benim helal lokma iki yük üzerimde biri allah’a cefa biri babama göz kevîré mın tendura çerxa ava mın sore jî esteğfara werî dılé xwe bîdîn cané mın dılémın teniki dube axamın.. taşım tandır yarıklara suyum sıcak tövbelere gelin gönlünüzü canıma verin gönlüm yumuşar oldu toprağım.. yunus tapancı.. |
lakin okumayı güç gerçekleştirdim, arkada ki resimdan dolayı.
selamlar..