BİZİM KÖY
BİZİM KÖY
Şu burnumda buram buram tütüyor Bir başka kokardɪ gül bizim köyde Serçeleri bile farklɪ ötüyor Bülbül duysa olur lal bizim köyde Toprağɪ bile bir başka tozar En cahili suya ismini yazar Yan tarar başɪnɪ havalɪ gezer Sɪrma saç görünür kel bizim köyde Süleyman`a Sülo Ali`ye Alo Hüseyin` e Tɪho, Eşref`e Dilo Nasɪlsɪn yerine napɪyon ulo Bir başka konuşur dil bizim köyde Mustafa`ya Mɪstɪk, Satɪlmɪş Sato Fadime`ye Fadik, yahutta Fato Eşgülüm derler, ekşi bir ot o Taşlɪ bir tepe de, çal bizim köyde Son yɪllar ormanla sɪklaşmɪş kale* Sabahtan sɪğɪrɪ sürerler çala Akşama karnɪ tok düşerler yola Ota hasret kalmaz mal bizim köyde Hayvan güttükleri yerlere yazɪ Bunlardan biri de gürcali düzü Keçinin oğlağɪ, koyunun kuzu Hepsinin ismide döl bizim köyde Duydum ki son yɪllar yasakmɪş keçi O yüzden sɪklaşmɪş ormanɪn içi Çimer yunaklɪkta yɪkardɪk saçɪ* Doğal sabun idi kil bizim köyde Çɪk deveci oğluna derin nefes al * Esen poyraz sana anlatsɪn masal Eğer istiyorsan al sana misal Hiç rağbet görmedi fal bizim köyde Harman döktüğümüz yer idi tapu Yüz hakla çɪkardɪ hep topu topu Savurmaz beklerdik, sürülen sapɪ Eğer ters eserse yel bizim köyde Toprağa bereket, kuvvettir deyip Tarlaya çekerdik çetene koyup * Horoz da ötmüyor ortadan kayɪp Çöplüklerde kalmɪş, kül bizim köyde Her sabah Çorum`a kalkɪyor dolmuş Evlerin ceryanɪ suyu da gelmiş Radyonun yerini tv ler almɪş Tarihe karɪşmɪş pil bizim köyde Gördüm yapɪlarɪn çoğu virane Oturulmaz olmuş on onbeş hane Göçenler kendine bulmuş bahane Kalanlar yaşlɪ dul bizim köyde Boşuna akɪyor havuzun suyu Keşikle sulamak kalkmɪş zavzuyu İnançlɪdɪr, herşey kaderim deyi Şükreder Allah´a kul bizim köyde Okulda çocuk yok kilit vurulmuş Kara tahtadaki yazɪ silinmiş Öğretmenler başka köye verilmiş İşte böyle dostlar hal bizim köyde Türkayşe`de durum böyle velhasɪl Gurbette Yusuf` un işleri nasɪl Ağlat bağlamayɪ geçte bir fasɪl Hasret türküleri çal sizin köyde Yusuf Giraz Oberhausen/ 27.01.2013 Keşik: sɪra,nöbet Çal: Köyün doğusunda taşlɪ bir tepe Çeten: Saman çekmek için dallardan örülmüş kağnɪlara yüklenen büyük bir kağnɪ sepeti. Zavzu: Sebze ekilen yer Kale: Ormanda mir mevki ismi Deveci oğlu: Otlakta tepede soğuk suyu bulunan bir çeşme Çimmek: Yɪkanmak Yunaklɪk: Yɪkanɪlan yer Hakla: 16 kilo gelen bir ölcek |