gel de kaç/ak...
(f)ahri dedem
koyunların önünü ’koyh’ haline alırken nasihatin tütününü bıraktı kedilerime sona gelen denklemin birleşik müstakimi ile en son cennette gördüm kalbim bitme korkusu içindeyken ’dostluğun yara alması kavgada belli eder kendini oysa cennette her daim oynar seninle bir bayanın en ince duygularıyla oynama hecesindeyken telaşından eritir kendini kafesine cesaret kendini ölümde belirtir esaretin bedelini alarak ki bedeli kendini kaybetme korkusudur kontrolsüz güç güçlüdür güçsüz bir savunma ister kafiye rediften önce mi gelir so bra mı? kendini kendine giyer bitirir çok çabuk utanır kendi kendine şükran de bin şükran üstüne kılı kırk nerhetini düşme lan! her ödünç verilen bir borçtur borcu vaw verir sine eker her kapı bir solucan gibi açılır balıklara beni benden alan tek şey bir çift göz kalbi kararmış duygularımın yecüc u mecuc ü ne zamandan beri herc ü merc oldu kendimi astım kendine bu arada ben kendimim cılız bir güneşin etrafında dolaşıyorum bade tohumlarını ekmek için toprağa ihtiyacım var kalbim eker misin ’dört’ kişilik harf asma kendini boşluğuna atma boşluğuna kendini zam’an değiştikçe haya(t) çekirge olur bas tetiğine bas ki seveyim seni kıyas yaparsın taş attığında aşk acısı tırs kemiğine işlerken sen taşlarken niye kaçarsın doğ’andan? gülüş dişini teneffüse bırakmaktır huzur ! bana benim gibi adamlar lazım sana da yetecek kadar eldiven vardır aşk olsun!! benimle biz olur musun? ava sipi sure lı ser desté mın beyaz su surdur elimin üstünde kifayetsizdir kiyafetim.. kalemini kır da gel de kaç/ak.. yunus tapancı.. |