Kırmızı, Geceyi Kanatır
kasten sevmek dişi bir mayını
bile bile basmak üstüne, bir rüya vaktinde yüreğimizin parçalanacağını bilerek - piyano büyüsü - zehirsiz bir gezinti - körkütük mutsuzsun bazen şerh düşüyorsun varlığına sana hibe ediilen öğütlerin hepsi vadeli - kırmızı şarap yetiştiriyorum odamın duvarlarında - pek meraklıyım ben üzümün üzüme bakarak sevişmesine isterdim ki yaş gününde sana bir mihenk taşı alayım nar kokulu bir minnet duygusuyla kolayca parçalanan ancak sadık -şunu da biliyorsun ki ben asla senin oyunlarına iltica edemem -böylesine sınır ötesi bir tatbikatı aska kaldırmaz ruhum ama isterdim tabii isterdim çok isterdim ellerim saçlarında sömürge olsun tabii ki isterdim, kendi düşlerimizin kiracısı olalım yalnızca tüm bunlar aylar sonrasına verilen bir ultrason zamanı gibi içini görür müyüm diye haklıymışsın ultrason sözcüğü hiç yakışmıyor bir şiire içini görmek diyelim yalandan da olsa bir kereliğine yalansızlığımızla bakma sen bana eş anlamlı sözcüklerimi harcıyorum kumbaramdan kim bilebilirdi ki senin için biriktirdğimi - hiç bilemeyiz bu naaş ne zaman kalkacak ama sanki sen fısıldamıştın bana : bazı şiirler mutlak sonsuzdur... Boş ver, kırmızı geceyi kanatır, ki kanasın diye vardır belki gece, ver oradan bir kadeh yalnızlığını, iyidir bu ezgiler iyidir, bir nekahet vaktinde, gözlerinle... Oktay Coşar |
.