Ilgilisine Mektup (4)
İhtiraslar, kaprisler, kurnazlıklar, tuzaklar
Fikir üretmez beyin, kendi nefsini paklar Omuzlarda gam yükü, usta oldu çıraklar ---Güneş parıldadı bak, kimse kalmaz arkada ---Soframızda tilki yok, bülbül de yer karga da / Hukukla kazandığın, ahlâkın dip noktası Dosta kurnazlık olmaz, engin bir yürek taşı Kalbin kuru çeşmenin, sanki kirlenmiş tası ---Aslında çok zor değil, sen de bırak hoş sâdâ ---Soframızda yargı yok, bülbül de yer karga da / Acemi davacının, muhatabı mübaşir Kökten vicdanlı insan, hassas terazi taşır Vefalı dost mert olur, ne kanatır ne kaşır ---İki adım gelene, ayağım olsun feda ---Soframızda kurgu yok, bülbül de yer karga da / Kıskançlık krizleri, canlı cesedi yoklar Bu nasıl ’ebe’dir ki, doğurttuğunu saklar Zaman nelere gebe, tersine döner oklar ---Gönlüm frenler beni, yazacaktım daha da ---Soframızda sürgü yok, bülbül de yer karga da / Dil ile kaybedilen, diş ile kazanılmaz Yangına körük tutan, hayır ile anılmaz Niyet okumam amma, tecrübemiz yanılmaz ---Öznesi hırs olunca, şer görüldü aha da ---Soframızda süngü yok, bülbül de yer karga da / Yargı elbette gerek, çözülmeyen düğümde Sarraf mı olacaksın, gözün altın güğümde? Husumet yudumlarsın, bir günde üç öğünde ---Toplama var, çarpma var, lisansın bu sahada ---Soframızda sorgu yok, bülbül de yer karga da Ali Rıza Malkoç 14/04/2010 Bursa |