horozun ezan sesi...
şekva tohumlarını ağıt diye dökersin dudağına
ince bir düğün etiketlenir yüreğime elektrip olduğum cam tenhasını unutarak soluklandığın yerde mazlumsun ezan sesine yakın yüreğin oklava dinleyişleri esmeden üzerime kacayım ben elimde kalsın taşlarım sebeb_i tarumar savruluşlarında gizem var kafiyelerinde sezgilerin dalgalarını şaşırmış deliklerin kümesteki tavus kuşudur aldırma sen huzurum sanatının kellesi zehirsem zahirdir zelali veren de o kendimden değil rabbimden bilirim rabbimi de bilirim vekil olarak.. susayan dilinden eyüp’ün sabrını giyinmiş kanat çırpar tuzaklara dört gözle bekler vuslat takvayı ki takva sahibidir vuslatı bekleyen acizim hiçliğimle ben mesule getirin beni benden üşütün üzerime keder giymeyin hecelerinizde düğünde oynarken gülücükleriniz gözyaşımının gururu vardır zaten düşlerimde zalimin eteğinden kaybolup giderken gökkuşağından tırs akar burnundan deryasında sanat salyasında ban’at biz de bilirdik öksüzleri giyinmeyi parmağımız yoktu giyemedik.. horozların ezan sesine kulak verin köpeklerin sesine değil... ..yunus tapancı... |
hele final
muhteşem
kaleminiz susmasın