İntibah eylemler(in)
...
İstanbul kederi, kehaneti şairin sonra sunulan bir merhamettir şimdilerde Kadehime dokunan çay renkli alaşımlar, zihnimi bulandıran saatlerde Perde arkasına mıhladığım kaderimin yabanıl ayasıyla. Seni korkuttu mu? Korkma. ... Sanma ki bu perondan ayrılıklar muaftır, her ceziresi bir Arap iklimi eder sancılarımın Tutar göğe asarım yıldızların bin bir renklisi gidişince sağanak oldu da gelişini diledim Islanan duvarlarıma astığım nemli tülbentlerin kuruyacağını sanan bir ruhum şimdi Tellere takılan ezberlerim, sürgün ruhumun yansıttığı kelimeleri sayıklarken, acıdın mı? Acıma. ... Son yakını benim bu mezarlığın, içine düşülmemiş kuyularda herkes Adımlarını uzunca attığı vakit düşerim, uykusuzluğun en tazesi gözlerimde Uyanırken eden sabahtır derim, hâlbuki indirilen perdelerde kırılan camım Serencam sözler derer zifirlerime, eden son hadde de karanlıktır derim Bu yüzden kuşlar gagalarken camı, yağmurdur derim sözlerimden. Islandın mı? Islanma. ... Elime korku düşer, sanırım ki alazlar, yakmış canımı uykularında Düşerim arkasına yaslandığım sesinin, kurşun sesleriyle canhıraş Bir ananın feryadını anımsatır yüreğimde, yangındır oysa yangındır Duyarsan sesini şairin yaşa bu yüzden ölümlemeden sözleri. Öldün mü? Ölme. Sabahlar düşer omuzlarımdan, anlarım ki vurulan güvercinim Kanını damlatır sehere, şafağı bir yana taşımış baykuşların Dillerine düşmemek için, göçe mecburi istikamet vardır Sayıklarken ince bir sızıyı doğrar ağrıda dilbeste sözleri Düşer yalnızlığıma kan, ellerimi kilitler sabaha, Sabah ki ayrılığıma gelirken sen göçer misin? Göçme. |
Harika bir anlatım,
Muhteşem bir şiir...
Sevgi ve saygılarımla...