Bilinmeyen mezarın Yazısız Taşı
Duygularım bazen öyle hırçın ki
Karadeniz gibi Döver kıyılarımı Döver bandırma vapuru misali Kurtuluşa giden bedenimi Çürütürcesine sızar içime Damla damla siner Sinen sevgimin iliklerine Buz tutturur titretir sözlerimi Kilitlenmiş dişlerimin Kıskacın da Cellat donun da Kıskıvrak sarmalar Can çekişen vücudumu Yatırır musalla taşına Gözlerim açıktır hala Bağlanmamış çenemle Tüm günahlarımı sayar Bütün dünya huzurun da Lanetler okutur seyredenlerime Bunun duası bu diye Ve gömer İki cihanım da cehennem olacak Cehennemin dibine Bazen de gelinlik kız misali Oturur dilek ağacı altında Süzülür göz yaşlarıyla Ağıtlar yakar Talihsiz vücuduma Ağlatır kendiyle beraber Göz yaşı döktürür Sesine gelen kuşlara Boyun büktürür otlara Aşılar sevgimi Yaş dökmeyi bilmeyen Yalnız kalan taşlara Benimle yaşar tüm sancıları Kıvranır aşk acısından Dilekler diler sallandırır Yeşil gözlerimi Hazan doldurup Hazan dolmuş dallara bağlayarak Saklar isyanını Dilim günaha girmesin diye Sürükler cennetini Ayaksız sevdamın huzuruna Diz çöker beraber Yine de suçluymuş gibi Dağlar yüreğini Yüreğimle beraber. 19/12/2012 Muhtar Gazi TOPAL MALATYA |