Gidip gören de yanar gidemeyen de ..
Ben de şöyle demiştim......


OL HAYIRLI KUL, DEDİ

"Kalu Bela"’da yazıp yaratırken ruhuna
Yüce Mevlâ’m lütfetti haydi sen de gel, dedi
Kanatlanıp uçarken Medine sabahına
Güldürmeyen kaderim haydi biraz gül, dedi


Yüreğim kıpır kıpır koştum huzura vardım
Girdim Cennet Bahçene Ravza’na yüzüm sürdüm
"İki Cihan Güneşi" gönlümü sana verdim
Gül kokusu içinde selamını sal, dedi


Alaca karanlıkta Kutsal Mekke’ye geldik
Kabe’nin etrafında sanki insandan seldik
Sarılıp Beytullah’a orda öylece kaldık
İçimden çoşan bir ses ömür boyu kal, dedi


Arafat’a çıkıldı bayram öncesi gece
O ne ulvi bir andı dua dillerde hece
Ve “Lebbeyk…” sesleriydi kulaklarda sadece
Vakfedeki ruhların günahını sil, dedi


Gece Müzdelife’de topladım yetmiş taşı
Vardım küçük şeytana kalabalıktı başı
Atınca ona doğru ettim gözünü şaşı
Hiç peşini bırakmam bunu böyle bil, dedi


Dağların arasında Mina yerin hoştadır
Sefa Merve arası gidip gelmek düştedir
Saçtan tutam kesilir artık sıra baştadır
Tavafını yaparak yeni ruhla dol, dedi


Düşlerimde ağlarım özlerim içim yanar
Yüreğimin yangını mahşerde belki söner
Gezindiğim her yerde dilim ALLAH’ı anar
Dikkat et yaşantına ol hayırlı kul, dedi


NİLÜFER SARP________26.ŞUBAT.2012

Rabbim inşallah size de kısmet eder......
Saygılar.......

Değerli kardeşim.Öyle güzel bir şiir yazmışsınki şiirle birlikte yaşadım.Okuduğum her mısranın içine girip,şiirle birlikte say yaptım sanki.Çok görmek istiyorum.Çok arzuluyorum.Ama param olsa bile sağlığım yok.Gidemem ki!Rüyamda görmeyi çok istiyorum.Videolarını izliyor resimlerini alıyorum dosyama.mESELA mESCİDİ Haram ile ilgili bir yazı.
Mescid-i Haram
Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide “Mescid-i Haram” (Arapça: المسجد الحرام) denilmektedir. "Hürmetli Mescid" anlamına gelen bu ifade Kur'an'da 16 ayette yer almaktadır. Mescid-i Haram’ın doğu köşesine işaret taşı olarak farklı renk ve özelliğe sahip olan ve Arapça'da siyah taş demek olan ”Hacer-ül Esved” yerleştirilmiş ve gümüş bir çerçeveyle çevrilmiştir. Bu taşın Adem’den günümüze kadar gelen bir hatıra olduğu kabul edilir.
(ALINTIDIR).Peygamberimizin peygamber olarak gönderilişinden beş yıl önce bir sel sonucu Kâbe yıkıldı. Kabileler Kâbe'yi yeniden inşa etmek için iş bölümü yaptılar. Duvarlarını yapan usta Yunanlı (Rum) Yakum'du. Mısırlı bir marangoz da ona yardım ediyordu. Sıra Hacer-ül Esved'in yerleştirilmesine gelince, onu yerine koyma onuruna kimin erişeceği hususunda aralarında tartışma çıktı. Sonunda Hz. Muhammed'in (S.A.V.) hakemliğine başvurmaya karar verdiler. Peygamberimiz (S.A.V.) o sırada otuz beş yaşındaydı. Kureyşliler onu akıllı, ileri görüşlü, doğru biri olarak biliyorlardı. Hz. Muhammed bir aba istedi. Hacer-ül Esved'i örtünün üzerine koydu. Sonra her kabilenin temsilcisinin örtünün bir ta-rafından tutup kaldırmasını istedi. Taşın konulacağı doğu tarafındaki yere kadar yükselttiklerinde, Hz. Muhammed (S.A.V.) taşı tutup yerine yerleştirdi. Yapılan harcamalar onlara ağır gelmeye başladığında, yapıyı bugünkü hali üzere bıraktılar. Böylece Kâbe'nin bazı bölümleri yapı dışında kaldı. Binayı küçülttüklerinden Hacer-ül Esved tarafındaki Hicr-i İsmail dışarıda bırakılmış oldu.(ALINTI).


Değerli kardeşim, şiiriniz çok güzel ve çok anlamlıydı.kutlarım.puanım tam.
şimdi şiirinize ve yorumumu uygun iki güzel söz ekliyorum.hoşçakalın


Gel yoldaşım,arkadaşım,gel gidelim senin ile kabe'ye,
İsmail'e,ibrahim'e,dua edip,hak yoluna kurban kesmeye,
Hıra'da uhut'a ,harem-i şerifte,muhammet'e ermeye,,
Gönlümdeki fırtınayı dindirip,islam'ı yerinde görmeye,

Gel yoldaşım arkadaşım,gidelim hac edelim seninle,
Dünyada ki nimetlerin kaynağını öğrenelim birlikte,
Sevginin nasıl olduğunu görelim,çeşit,çeşit yürekte,
Hac edelim,,yaşayalım mutluluğu,dünya ile birlikte

YAZANI BİLİNMİYOR......