GARİP AĞLIYOR
Yüce dağlara karlar yağıyor,
Garip oturmuş kenarda ağlıyor Derdi neydi ki karaları bağlıyor, Ömrü geçip gitmiş ona yanıyor.. Bir gariptir hüzünlü bakışları, Her hali bin bir türlü nakışları, Karşısındaki tutturmuş alkışları, Elleri koynunda kendince ağlıyor.. Beyaz olmuş saçların aklar düşmüş, Günyüzü görmemiş karalara bürünmüş, Dertleri ile yanış küllere dönmüş, Kendini yadırgayarak aynada görmüş.. Nedir derdin desen cevap alamazsın, Der derlerimin hepsi bende kalsın, Garip köşede ağlamaklı ne yapsın, Gözlerinde fer kalmamış öyle baksın… Bir garip ağlıyor bak başı ellerinde, Dilleri lal olmuş sözler yok dillerde, Atlamak istemiş geçememiş engellerde, Umutsuzluk içinde karamsar gözlerde.. Hiç dinlenmemiş her zaman yıpranmış, Almamış hep vermiş ve de aldanmış, Bütün el uzatana dostum bilip sanmış, Sonunda sadece kendi kendine kala kalmış.. Biraz gülümser gibi oluyor arada, Sanki bekliyor gelecek dert sırada, Yalnızlıkta rolünü almış çıkmış sahada.. Alem zevki sefasında garip ise ağlamalarda.. Düşün taşın, ey garip nedir bunca derdin, Kendini kaybedip neden bu hallere geldin, Umudunu tüketmeden bu güne mi bekledin, Yarınla garip seninle bu günleri bekledin Allah yürü kulum der elbet bir gün, Kurtulursun umutla biter bu sürgün, Hayat geçip gidiyor dün diye bugün Kalan ömrün de güzellikleri görürsün.. |