GöndermeŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hangi Günün Yüzyılı
Sancısını yaşıyorsun kaç zamandır Yeni bir güne sevinçle başlamanın Yoluna ışık tutan sözcükler Var mı o günün ışıltılı kanatlarında Rüzgara dost olan soluklar var mı Altını çize çize soruyorsun nedense Ki hep aldatılmış olduğun kendine Adın çoktan çocuğa çıkmış oysa Çoktan anlaşılmaz olmuşsun Şu güzel ömrünün tam ortasında Kuşları sora sora düşen yapraklara Ey çılgın Kanadı kırık her kuşa Kanat olmaktan yorulmuşsun Bulutları çarpışa çarpışa yorgun Bir gökyüzüdür artık gülüşün Adnan Yücel Ne bir diz buldum Hüznümü yaslayacak, Ne de bir şefkat gördüm Acımı okşayacak. Kanatlarım elbet vardı, Yerlerinden, hunharca Koparılmasaydı. Ve uçacak bolca cesaretim.. Son sapandan seken taş, Başımı gövdemden ayırmasaydı. Hangi kanat olmaktan bahsettin Şair!!! Bu şiir bana çok yabancı. Omuz olmaktan, Diz olmaktan, Kanat olmaktan, Kanayan olmaktan, Yaşatmaktan.. Ben de yoruldum be usta, Yoruldum yaşamaktan. Bu kadar yorgun olmasaydım, Belki bir protezim bile olurdu Kimbilir/... Ölümün sancısı düşmeseydi Umudun yarınlarına Yazdırdın be usta şiirin "ş"sinden bile anlamayana. Not: Adnan Yücelin :Hangi Günün Yüzyılı isimli şiirine göndermedir. Dil-ruba Emine Genç 9 Aralık 2012 Pazar / 09:20 |
şiirin "ş"sinden bile anlamayana.
Ne guzelde yazdirmis ..Gondermeye devam canim benim,ilham perilerine sevgiler..