Çöpten bebekÇöpten bebek Bir küçük kız gülüşünü unutmuştu Papatya tarlasında kâğıda çizdiği çöpten bebeği ölen minik kedisini yan yana gömdü eliyle toprağı tümsekleyerek sessiz mırıl mırıl bir dua eşliğinde bir başka gün aynı sıraya Papatya’dan tacını da bir daha hiç kır görmedi görmedi ne ağaç ne yol tirşe yeşil gözleri oysa yol özgürlük yol kaçıştı adına kent dedikleri ölü sabahlarda ve öğlen üstlerinde bir tek sevdi ikindileri okuldan aldığı saatlerde babasını ve el ele eve dönüşleri sonra öldü babası da bu kez evinin çıplak bahçesine sırayla mezarlar kazıp bir baba bir ağaç bir yol çizip gömdü derinlere yan yana gömdü her birini çocukluğunun mezarlığına bir çiçek gördü taze toprak kokulu üzerinde bir mezarın kokladı Papatya niyetine birini çiçeğin nasılda hem Papatya hem de baba kokuyordu buram buram burnu sarardı kadife gibi bir sarıyla hayatı ölü sabahlar ve öğlen üstleriyle geçip gidiyordu bir tek sevdi ikindileri kulaklarında zil sesleri her gün aynı saatlerde günlerce bekleyip durdu babasını bir gün bir kadın öğretmen çıktı okulun kapısından bir demet Papatya ellerinde gördü küçük kızı okşadı gelip başını mosmor yanaklarını üşümüş öpmek istedi titreyen bedenini sımsıkı sarıp büyümüş öğretmen olmuştu küçük kız şimdi öğrencileri ve seviyordu bir tek ikindileri o küçük kız çıkıyordu her yerde karşısına demetten alıp bir dal Papatya uzattı elleri sarı ve titrek uzattı gülüşünü Papatya tarlasında unutan kıza Yüksel Nimet Apel 24/Ocak/2011/Pazartesi/Ankara |
T€BRİKL€R
S€LAM SAYGI S€VGİ SAĞLIK V€ DUA İL€
A.€.O