Son kurşunun ardından
(gecenin içindeki gece-Kaldığımız yerden devam)
Gece ayaklarımın altında bitik Sabah avuçlarımın içinde tutsak Dağlar daha bir dikleştiği için mahcup Düşman –Yalvaran gözlerle- Getirip mavzerlerini attı önüme ‘’Aman’’ dediler ‘’Aman dileyene kılıç kalkmaz’’ dediler ‘’Töre’’ dediler ‘’Namus’’dediler ‘’Din’’ dediler Toprağa nişanladık son kurşunu Düşman ‘’Aman’’ dedi diye Çözdük sırma gibi saçlardan ellerimizi Gözlerimizdeki son gülücüğü -İnsanlık olsun diye- Onlara verdik Boş yere heba ettik –Boş yere-son kurşunu ... Gece yavaş yavaş doğruldu yerinden Aldı avuçlarımdan "sabah" ı Şükranla diz vurup önümde Karanlığına çekildi Dağlar şöyle bir gerindi Şöyle bir soluklandı yollar Ve yükleniverdi omuzlarıma Bilmem kaç bin yıllık hasret ... Hatırlarsınız dostlar Çinli de böyle çalmıştı yada taşını Ve gene göç türkülerinde dağlar taşlar Gene çatlıyor toprak Gene Ağlıyor obamın beyleri -Ağlıyor- ... İşte tam burada diyorum ki Ağıtlardan feryatlardan medet yok Mavzere kurşun gerek Kurşunsuz mavzere kurşun yürek Yoluna Senin yoluna ey can Kurban yürek 27.09.1984 Ankara |